barcelona etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
barcelona etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Barcelona "Bir Kulüpten Daha Ötesi" Sloganıyla Real Madrid'i Mi Kastediyor?

Yazan: YNWA8 4 Eylül 2013 Çarşamba 0 yorum

Real Madrid'in 2015'de bir ada kuracağını biliyoruz. Sadece Real Madrid'e özel bir ada. Ras Al Khamiah tarafından Birleşik Arap Emirlikleri'nde $1 milyar mal olacak. Bir tarafı denizi görecek şekilde 10,000 kişi kapasiteli bir futbol sahası, lüks oteller ve villalar olacak. 2015'de açılışı yapıldığında şimdiden 1 milyon kişi yer ayırttı bile. Real Madrid'in bununla ilgili yaptığı reklam videosu aşağıda.


Şimdi birde Pique'nin sizi karşıladığı, Puyol'un sizi tehlikeden koruduğu, Iniesta'nın duvarları Barcelona'nın renkleri ile boyadığı, Neymar'ın sağda solda boş boş gezdiği, Messi'nin ders verdiği Barcelona adasına götürelim. Tabi yine Birleşik Arap Emirlikleri sağolsun. Rakibinden eksik kalmayacak.


DEVAMI

Real Madrid 9-5 Barcelona Belletti Uzaktan Avladı, Owen ve Figo Show Yaptı

Yazan: YNWA8 7 Ağustos 2013 Çarşamba 0 yorum


Kuveyt'de oynanan maç başta çekişmeli giderken Luis Figo'nun ağırlığını koyması ile 9-5 gibi bir sonuçla bitti. Yalnız bu maçta çok güzel goller ve hareketler vardı. Özellikle maçın en güzel anlarını söylemek gerekirse Belletti'nin uzaktan iki kez Bodo Illgner'i avlaması, Owen'ın Arjantin'e İngiltere forması ile attığı o müthiş gole benzer bir gol atması ve efsane Portekiz'li Luis Figo'nun Patrick Kluivert'a attığı akıl almaz çalım ve assist. Tamamını izlemenizi tavsiye ederim ve efsane olan bu futbolcuları kaçırıp canlı izleyemeyenler araştırıp izlesin derim.

Real Madrid: 
  • Bodo Illgner ( Efsane kalecilerimden biridir )
  • Fernando Hierro ( Madrid'in efsane kaptanı )
  • Luis Figo ( Barcelona'dan Madrid'e geçen, kendisine kesik domuz kafası atılan efsane ortasaha )
  • Michael Owen ( Sakatlanmasa belki de gerçek Ronaldo'ya rakip olabilecek tek futbolcuydu. )
  • Fernando Morientes ( En az karşı takımdaki Patrick Kluivert kadar kafa toplarına hakim, golcü futbolculardan biriydi. )
Barcelona:
  • Vitor Baia (Benim için çok iyi bir kaleciydi diyemem. Bazı bariz hataları vardı. Bu maçta da gösterdi.)
  • Juliano Belletti ( Efsane denemeyebilir ama bu maçta iki muhteşem gol attı uzaktan )
  • Gianluca Zambrotta ( Bana göre Juventus forması ile bütünleşmiş birisi kendisi. )
  • Gaizka Mendieta ( Bu adam oynadığı zamanlar sahaların tozunu attırıyordu. Tutabilene aşkolsun. )
  • Patrick Kluivert ( Onun için fazla söze gerek yok. Bir efsane. Sayılı golcülerden. )






DEVAMI

Sosyal Medya Spor Dalı Şampiyonu Futbol - En Çok Takipçisi Olan Kulüp Barcelona

Yazan: YNWA8 17 Temmuz 2013 Çarşamba 0 yorum


Forbes yaptığı anket sonucu Real Madrid'i dünyanın en değerli kulübü olarak duyururken, Manchester United ikinci, Barcelona üçüncü, Arsenal onuncu ( ondan önceki kulüpler futbol kulübü değil, futbol kulüplerini baz alırsak Arsenal dördüncü ) sırada yer alıyor.

Forbes aynı zamanda Facebook ve Twitter sosyal paylaşım siteleri baz alınarak hazırlanan yukarıdaki resimde görülen infografiği paylaştı. Dünyada üçüncü en değerli kulüp olan Barcelona, şu anda 60.6 milyon takipçi ile birinci sırada yer alıyor. Real Madrid ikinci sırada yer alırken, Manchester United ise üçüncü sırada yer aldı. 

Liste biraz karışık gibi görünebilir. Sıralama en zengin kulüpler sıralamasına göre yapılmış, en çok takipçi veya taraftarı olan kulüpler sıralamasına göre değil. Buradaki yazıda bundan bahsetmiştim daha önce. 
DEVAMI

Gerrard Pique'nin Kendi Kalesine Attığı Gol Bundesliga Logosu

Yazan: YNWA8 2 Mayıs 2013 Perşembe 0 yorum


Şampiyonlar Ligi'nde yarı finalde Barcelona 4-0 yenildiği rakibi Bayern Munich karşısında evinde bir mucize aradı ama Bayern 4-0'ın mucize olmadığını Nou Camp'da 0-3 yenerek Barça'yı birkez daha kanıtladı. 2. golü Pique kendi kalesine öyle güzel bıraktı ki. Akıllara Bundesliga'nın resmi logosu geldi.


DEVAMI

Franck Ribery Taraftarlar ile Messi'nin Fotoğrafını Çekti

Yazan: YNWA8 28 Nisan 2013 Pazar 0 yorum


Şampiyonlar Ligi yarı finali ilk maçında Allianz Arena'da Bayern Munich Barcelona'yı 4-0 yenmesine rağmen Bayern taraftarı maçtan sonra Messi ile fotoğraf çektirmek için adeta yarışıyordu. Birkaç taraftar Messi ile fotoğraf çektirmek için telefonu kime verdiler dersiniz. Bayern oyuncusu Franck Ribery'e.

- Leo : Franck sana zahmet çeker misin?
- Franck: Çekerim tabi. 4'e kadar sayıyorum.
- Leo : Skoru hatırlatmasan olmaz zaten.
- Franck : Çekiyorum. Aaa... Mesajlara geçti.


DEVAMI

Real Madrid Jose Mourinho Sayesinde İlk Defa Dünyanın En Değerli Kulübü Oldu

Yazan: YNWA8 18 Nisan 2013 Perşembe 0 yorum


Forbes'in 2004 yılından beri takip ederek "Dünyanın En Değerli Kulüpleri" listesini oluşturduğu bu zamana dek, Manchester United hep en değerli kulüp oluyordu. Ta ki Jose Mourinho Real Madrid'in teknik direktörü olana dek.

Bu sene Şampiyonlar Ligi'nde Manchester United ile ikinci turda karşılaşıp iki maç sonunda rakibini kupa dışına iten Madrid, parasal bakımdan ilk defa dünyanın en değerli kulübü olurken, Manchester United'ı birkez daha geçti.

Real Madrid'in parasal bakımdan yükselişindeki en önemli faktör Special One lakaplı Mourinho'nun yaptığı hamlelerdir.

Forbes'den:

"Bu Manchester United bocaladı anlamına gelmez. Bu sadece Real Madrid'in kolayca büyüdüğü, daha kazançlı olduğu ve Manchester United'a göre daha hızlı büyüdüğü anlamına gelir.

2011-12 sezonunda cirosunu $650 milyon olarak açıklayan Real Madrid, şu anda bu değerin $3.3 milyar olduğunu açıkladı. Dünyadaki herhangi bir spor kulübünden daha değerli. Madrid'in sağladığı faaliyet kârı ( vergiler, amortismanlar, değer kaybı, oyuncu alım-satım, faizlerden önce ) $134 milyon olarak belirlendi. Bu kâr dünyadaki tüm spor kulüpleri arasında en iyi ikincisi olarak duyuruldu. NFL'in Dallas Cowboys'u $227 milyon kâr ile birinci sırada.

Real Madrid $3.3 milyar, Manchester United $3.17 milyar, Barcelona $2.6 milyar kulüp değerleri ile dünyadaki tüm spor kulüpleri arasında ilk üçü oluşturuyorlar. Dördüncü sırada $2.3 milyar değeri ile New York Yankees, beşinci sırada $2.1 milyar değeri ile Dallas Cowboys bulunuyor."

Bu sene Barcelona La Liga'yı kazanırken, Real Madrid para ligini kazanmış diyebiliriz. Belki de Şampiyonlar Ligi'ni de kazanacaklar. Değerlerini daha da arttırıp, müzelerine onuncu Şampiyonlar Ligi Kupası'nı götürecekler. Uzun bir aradan sonra Real Madrid'in Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu gerçekleşirse bu yine Jose Mourinho sayesinde olacak.





DEVAMI

Cristiano Ronaldo'nun Sevgilisi Irina Shayk Messi'nin Formasını Kesmedi

Yazan: YNWA8 17 Nisan 2013 Çarşamba 0 yorum


Sports Illustrated modeli ve Real Madrid'in yıldız futbolcusu Cristiano Ronaldo'nun sevgilisi Irina Shayk, Yunanistan'da MTV partisinde muhabir tarafından kendisine uzatılan Leo Messi'nin Barcelona formasını makas ile kesmedi.

Irina Shayk çok akıllı bir hamle yaparak muhabiri şaşkına çevirdi. Zaten formayı kesmeye kalksa magazine ve spor haberlerine Ronaldo çok güzel bir malzeme olabilirdi.

Sporun, Messi-Ronaldo rekabetinin başka bir boyuta taşınmasının çirkin görüntülerine Irina izin vermediği için kendisine teşekkür ediyoruz.


DEVAMI

Şampiyonlar Ligi - Finansal Fair Play : Bayern Munich, Barcelona, Real Madrid

Yazan: YNWA8 12 Nisan 2013 Cuma 0 yorum

Finansal Fair Play (FFP) Michel Platini tarafından futbol kulüplerinin mali açıdan finansal dengelerini sağlaması için başlatıldı. Uygulama 2009 yılında UEFA tarafından kabul edildi ama tam anlamıyla 2012/2013 sezonundan itibaren kulüplere baskı yapılarak uygulanmasına başlatıldı. FFP'nin amacı, kulüplerin parasal açıdan finansal disiplinlerini bozmamaları ve uzun ömürlü kulüpler olmalarını sağlamak.

Peki dünyaca ünlü kulüplerden hangileri FFP'yi dikkate alıyor?

Bayern Munich - Başarı Modeli


Alman ekonomisinin kriz tarafından vurgun yendiği süreçte Bayern Munich'in tam tersi süreçte ekonomisini dimdik ayakta tutmasının başlıca sebepleri nelerdi?

Son 20 yıldır herhangi bir finansal kaybı olmayan kulübün UEFA'nın radarına hiç takılmadığını söyleyebiliriz. Bu yüzden FFP'ye en uygun kulüp Bayern.

"Harcadığımızdan hep daha fazla üreteceğiz felsefesi ile hareket ettik" diye açıkladı bu durumu Karl-Heinz Rummenigge. Bayern, Brand Finance 2012 raporuna göre $786 milyon değer ile en değerli ikinci kulüp pozisyonundaydı.

Bayern Munich eski futbolcularının yeni futbolcuları ile harmanlandığı bir futbol krallığı gibi. Transfer pazarındaki akıllı hamleleri, sağduyulu davranmaları ve altyapılarından çıkan futbolcularına verdikleri önem başarılarındaki en önemli etkenler.

Schweinsteiger, Thomas Müller ve Holger Badstuber gibi futbolcular altyapı ürünleri ve daha fazlası da var.

Şampiyonlar Ligi'nde son üç sezonlarının ikisinde final oynayan Bayern Munich, açıkara puan farklı ile çoktan Bundesliga Şampiyonu ilan edildi. Bu sene Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Barcelona ile eşleştiler.

İstikrar aynı şekilde devam ediyor Bayern Munich için.

İspanya'nın Devleri - Barcelona ve Real Madrid


Barcelona ve Real Madrid çoğu zaman krize rağmen çok para harcayan İspanya'nın en iyi iki takımı. İspanyol devleri kendi televizyon haklarına karar verebilecek kadar büyükler. Yayın hakları ve forma sponsorluk anlaşmaları bu iki kulübe de her sene çok büyük paralar kazandırmakta.

Futbolun para ligi olarak bilinen Deloitte Football Money League, 2013 yılında yaptığı araştırmaya göre Real Madrid, €500 milyonu bir yıl içerisinde harcayabilen tek kulüp olma ünvanını kazandı. İspanyol devinin 2011/2012 sezonunda €512.6 milyon gibi ciddi bir rakam geliri olduğunu da belirtelim. Bir önceki yıla göre %7 bir artış var.

Madrid'in gelirindeki artışa rağmen, kâr oranı 2011/2012 sezonunda €31.6 milyondan €24.2 milyona düşmüş.

Bunlara rağmen Madrid, bilet fiyatları, forma satışları, düzenlediği yaz turnuvaları, taraftar kulüpleri ve dünya çapındaki bir sürü organizasyonları ile futbolculara harcadığı transfer paralarını, maaşları zarara geçmeden karşılayabiliyor. Yönetim bakımından en üst seviyede olan bir kulüp.

Bayern Munich gibi Barcelona'da, futbolculara büyük transfer paraları vermek yerine altyapılarında bulunan gençlere yönelerek büyük ölçüde finansal açıdan kazanç sağlayabiliyor.

Deloitte Football Money League'e göre Barcelona, 2011/2012 sezonunda %7'lik bir gelir artışı ile
€483 milyon kazandı
. Ezeli rakibi Madrid'in arkasında para liginde ikinci konumda Barça.

Üçüncü sırada Manchester United bulunuyor. Barça ve Madrid'e göre €150 milyon daha az kazanmışlar.

Barcelona'nın 2011/2012 sezonunda net karı €48.8 milyon olarak kayıtlara geçmiş. İki yıl önce net borçları €420 milyon olan Barcelona, bunu bu sene €335 milyona kadar indirmiş.

Barcelona'nın iki yıl içerisinde net borcundaki bu azalış FFP'yi çok memnun etti.

Gördüğünüz gibi dev gibi gözüken kulüplerin bile kârları çok yüksek değil veya borç batağına sürüklenebiliyorlar.


DEVAMI

Barcelona 2013-2014 Yılı Resmi Forması Bu Olmasın!

Yazan: YNWA8 6 Nisan 2013 Cumartesi 0 yorum

Barça'nın 2013-2014 resmi formasının burada yapılan habere göre buna benzer birşey olması bekleniyormuş. Beklenmemesi için dua ediyoruz. Yoksa Barcelona yeni bir akımın daha öncüsü olacak gibi gözüküyor. Diğer takımların formaları da böyle olursa artık söylenecek fazla bir söz kalmayacak.




DEVAMI

Kelebek Etkisi : Lösemi Hastası Miquel'in Hayali, Messi'nin Sakatlığı, Xavi'nin İlk Penaltısı

Yazan: YNWA8 4 Nisan 2013 Perşembe 0 yorum

PSG maçında Messi'nin sakatlığına üzülmüştüm. Ancak bu gol sevincinin anlamını öğrendikten sonra Messi'nin sakatlanmasında bile bir neden olduğu açıkça belliydi. Xavi'nin kanserle mücadele eden Miquel'e golü armağan etmesi...

Miquel üç yaşından beri lösemi hastası. Şimdi on yaşında olan bu talihsiz çocuk, Dünya Kanser Günü'nde bir radyo programına bağlandı. Üç yaşından beri tek hayalinin Xavi ile tanışmak olduğunu söyledi. Programı dinleyen Xavi, Miquel'i hastanede ziyaret edip imzalı bir formasıyla beraber iki tane de söz verdi.

1 - İyileştiği zaman Barcelona idmanına çağıracaktı.

2 - Şampiyonlar Ligi'nde Milan'a karşı gol atarsa resimdeki gibi başını okşayıp, gol sevincini armağan edecekti. 

Xavi Milan karşısında gol bulamadı ama PSG karşısında 89. dakikada penaltıdan attığı gol ile durumu 2-1 yapıp, söz verdiği gol sevincini lösemi hastası Miquel'e armağan etti.

Büyük futbolcu, büyük karakter. Her zaman ikisini bir arada göremezsiniz.

Xavi'nin attığı bu penaltı golü aynı zamanda 15 yılı aşkın süredir devam eden Barcelona forması altındaki mücadelesinde attığı ilk penaltı golü.

Kelebek etkisi diyebilir miyiz? Miquel kanser olmasa Dünya Kanser Günü'nde radyoda isteğini dile getiremeyecekti. Xavi bu çocuğun hayalini gerçekleştiremeyecekti. Messi sakatlanmasa, Xavi Barcelona forması altındaki ilk penaltı golünü atamayacaktı. Messi sakatlandı ve penaltıda topun başına Xavi geçti. Ekran karşısındaki Miquel, Xavi'nin gol sevinci ile hiç bulamadığı morali buldu.

Şimdi harika bir moral kazanan Miquel için tek birşey kalıyor. Bir an önce iyileşip Barcelona idmanına gelip Xavi ile kucaklaşmak.
DEVAMI

Catenaccio Taktiği, Motivasyon, Doğru Futbolcu Ve İşte İyi Bir Teknik Direktör

Yazan: YNWA8 18 Mart 2013 Pazartesi 1 yorum

Catennacio'nun anlamı İtalyanca "asma kilit". İtalyanca bu sözcüğü futbol dünyasına kazandıran kişi 1-0'ların adamı olarak bilinen Fas asıllı İspanyol bir ailenin Arjantinli ve aynı zamanda Fransız vatandaşı II Mago lakaplı Helenio Herrera'dır. 

Peki bu taktiğin asıl kökeni nedir? Nasıl ortaya çıktı? Nasıl gelişti?

Avustralyalı teknik direktör Karl Rappan gol yemek adına çok büyük problemleri vardı. Forvet oyuncularının defans oyuncularını geçtiği taktirde kaleci ile karşı karşıya kaldığını gören Karl Rappan kaleci ile defans arasına bir adam daha koyarak, bu adamın defanstan seken topları uzaklaştırması ile görevlendirdi. Rappan'ın bu taktiğe bulduğu isimde Fransızca "kilit" anlamına gelen verrou oldu ve resimde görülen SW(Sweeper), yani liberoda (defansta serbest oynayan kişi) verrouilleur olarak çağırıldı. Zaten verrouilleur da kapı süpürücü gibi bir anlama gelmektedir. Taktikteki görevi ile anlamlı bir isim verilmiş; defanstan seken topları uzaklaştıran kişi. Ancak bu fikir sadece Catenaccio fikrinin başlangıcı olarak kaldı.

Bu fikri asıl yaygınlaştıranlar ise İtalyanlar oldu. Karl Rappan'ın yarattığı verrou taktiği, İtalya'nın Triestina takımını çalıştıran Nereo Rocco'ya ilham vermiştir. Rocco henüz ismi Catenaccio olmayan bu taktiği 1947 senesinde 1-3-3-3 şeklinde değiştirerek liberoyu oyunun en önemli adamı haline getirdi. Bu taktik ile libero hem top çıkartan, hem adam markajı yapan, hem de defanstan seken topları uzaklaştırma görevi olan oyuncu olmuştu. Triestina 1946 senesinde ligde federasyon kararı ile kalırken, bir sene sonra yani, 1947 senesinde bu müthiş taktik ile Serie A'yı ikinci olarak tamamladı.

1960'lı yıllarda Herrera, bu taktiği biraz daha sertleştirdi. Ortasahadaki üç ismi de defansif oyunculardan kurarak ve de libero ile beraber defans oyuncusu sayısını beşe çıkartarak "Catenaccio" taktiğini oluşturdu. Zaten taktiği sertleştirerek de ünlü İtalyan defansı tabiri bu şekilde doğmuştur.

5-3-2'nin varyasyonlarını uygulayan II Mago Herrera'nın Inter'i, kontra atak ve defanstan gönderilen uzun toplar ile etkili olma konusunda ustalaşmıştı.

Maçların çoğu 1-0 bitiyordu. Ortasahada defansif özellikleri ile öne çıkan üç oyuncunun, hemen önlerinde bir oyun kurucu bulunuyordu. Bu oyun kurucu hem geriye gelip top almakla, hemde önünde oynayan forvet oyuncusuna ofansif olarak yardımcı olması gerekiyordu. Forvetin uzun boylu, kuvvetli ve çevik olanı olursa daha iyi oluyordu.

Herrera eleştirilen bu sistemi ile 2 Şampiyon Kulüpler Kupası, 2 Kıtalararası Kupa, 3 Serie A Şampiyonluğu, 1 İtalya Kupası kazandı.

Herrera Barcelona'da aynı sistemi kullandı. Evet, bugün gelmiş geçmiş en iyi futbolun oynandığı, tüm futbol yazarları tarafından kabul edilen Barcelona zamanında Catenaccio taktiği ile oynamıştı. Her gittiği takımda eleştirilen Herrera ise cevabını şu şekilde veriyordu. "Bana kazanmam için para ödüyorlar, iyi futbol oynatmam için değil."

Herrera Barcelona'daki ikinci yılında bu taktikten vazgeçti ama kimse nedenini bilemedi. Muhtemelen Katalanlar'a ya bu oyun anlayışı yanlış geldi, ya da Herrera taktiğini sadece İtalya'ya saklamak istiyordu.

Barcelona'da geçirdiği üç yıl içinde iki kez Fuar Şehirleri Kupası'nı, iki kez de İspanya şampiyonluğunu kazandı. Ancak, ne zaman Barça Real Madrid'e yenildi, işte o zaman taraftarlar, takımın kaldığı otelin önünde Herrera'ya saldırınca İspanya'dan ayrılmak zorunda kaldı.

Herrera Catenaccio sistemi ile rakip takımın atağa kalkmasını, üstlerine gelmesine izin veriyordu. İtalya Milli Takımı stoperi Scirea, bütün maçları kendi yarı alanından ayrılmayarak tamamlamıştı. Sıkıcı bir futbol tarzı olabilir ama gerçekten de kupalarda çok işe yarayan bir taktik.

Şimdi de en sevdiğim futbol yazarlarından biri olan Simon Kuper'in dünyaca ünlü "Futbol Asla Sadece Futbol Değildir" isimli kitabında kendisinin Helenio Herrera ile yaptığı röportajdan birkaç yer vereceğim. Catenaccio taktiğini artık biliyoruz. Peki Catenaccio taktiğini bu kadar iyi herkes uygulayabiliyor mu? Yoksa Herrera'nın bilinmeyen yönleri de bu taktiğe etki ediyor mu? Elbette ediyor. İşte Herrera'nın kişiliğinin taktiği ile getirdiği başarılar.

Stoper oynayan ilk oyuncu Herrera'ydı. O zamanlar Fransa'da oynuyordu. Bir kağıda bilinen W-M dizilişini çizdi.


W-M Dizilişi
"Maçın bitmesine 15 dakika vardı ve 1-0 öndeydik. Ben solbek oynuyordum. Orta alanın solunda oynayan arkadaşımın omzuna dokundum ve "Sen benim yerime geç; ben savunmanın arkasına geçeceğim." dedim. (Futbol oynarken de öyle düşünüyordum.) O maçı kazandık ve ben teknik direktör oldum. Bunu asla unutamam."

Eski W-M dizilişinde, savunmanın ortasında yalnız kalan oyuncu, rakibin iki forvet oyuncusu aynı anda ortadan atağa kalktığı zaman çaresiz kalıyordu. Bu yüzden Herrera zor maçlarda bir stoper kullandı. Zorluk ortadan kalktı.

Catenaccio hep eleştirildi, çünkü yanlış uygulanıyordu. Başka bir diziliş çizdi. Herrera'nın sisteminde stoperin önünde oynayan iki savunma oyuncusu adam markajı yaparlar ama sol ve sağ bek hücuma katılmak zorundadır.

Catenaccio Taktiği ve Herrera'nın Kanatları Kullanışı
Herrera'yı taklit eden teknik direktörler, savunma oyuncularını ileri çıkarmadılar. Catenaccio'yu sadece bir savunma sistemi olarak kullandılar.

Küçük takımların kazanma umudu olan ama 70'li yılların başında popülerliğini yitiren sistem günümüzde ancak zor koşullar oluştuğu zaman kullanılıyor. Bir oyuncunun oyundan atılması gibi.

Herrera futbola sadece "Catenaccio" taktiğini kazandırmamış, benzersiz motivasyon yöntemlerini de kazandırmıştı. Futbolcuların kampa alınma fikrini ilk ortaya atan yine kendisiydi. İdman için sahaya gelen, büyük bir hızla el sıkışan, sağındaki solundaki takım arkadaşlarına başını sallayarak selam veren, oraya buraya laf yetiştiren, sahada bir çizgi roman kahramanı gibi koşturan, duş alan ve evine giden futbolcu imajını yok etti ve tek bir felsefe uyguladı: "Tek takım, tek aile."

Bütün oyuncularla tek tek konuşurdu. Sadece onbir oyuncusu ile değil. Tüm takımdaki oyuncuları ile. 'Nasıl gidiyor? Nasılsın? Karın nasıl?' ve daha bir sürü şey. Soyunma odalarına üzerlerinde 'HIZ' ve 'TEKNİK' yazan panolar asardı. Daha sonra Inter'de takımda bulunan Jair ve Mazzola'nın hızı çok arttı. Masöre, oyuncular önünde yatarken birbirleriyle konuşacaklarını, Ne konuştuklarını Herrera'ya söyleyeceğini, ama sadece kulüp ile ilgili olan konuları söyleyeceğini tembih etmişti. Kulüp dışındaki konular Herrera'yı ilgilendirmezdi. Maçtan önce futbolcuların birbirlerine sarılmalarını ve "Hepimiz aynı teknedeyiz!" diye söylemelerini isterdi. Sonra sahaya çıktıları sırada 'Birbirinizle konuşun! Savunma, birbirinizle konuşun!' derdi.

Herrera'nın bu motivasyon yöntemleri sonrası antrenörlerin kulüplerde önemleri anlaşıldı ve daha iyi para kazanmaya başladılar. Son olarak kitapta röportajda Herrera şunu söylüyordu: ''Nereye gidersem gideyim her takıma aynı şablonu uygularım. İşin sırrı, oyuncuları kendilerine uygun yerlerde kullanmaktır.''

Demek sadece Catenaccio taktiği ile olay bitmiyormuş. Yoksa herkes bu taktiği öğrenip uygulayabilirdi. Neden uygulayamıyorlar o zaman? Çünkü motivasyon da çok önemli. Futbolculara bir baba gibi olabilmek, her dertleri ile ilgilenmek, eksik yanlarını, moralleri bozuk olduğu zamanları, yorgun olduğu anları görebilmek, anlayabilmek de bir taktik becerisidir.

Peki Catenaccio taktiğini sadece Herrera mı kullandı? Daha sonrasında kullananlar başarılı olamadı mı? Oldu. Örnekleri çok ama en önemlileri Otto Rehhagel'in Yunanistan ile 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı kazanması, Trapattoni'nin Portekiz ligini Benfica ile kazanması, Marceloa Lippi ile 2006 Dünya Kupası'nı İtalya'nın kazanması, 2010 Barcelona - Inter Şampiyonlar Ligi yarı final ikinci maçında Thiago Motta'nın kırmızı kart görmesine rağmen Jose Mourinho'nun Inter'i Barça'yı ilk maçta evinde 3-1 yenip, ikinci maçta Nou Camp'ta 1-0 yenilmesine rağmen elemesi. Bunların en önemli örnekleri olarak verilebilir.

Peki bu taktik ile başarılı olan teknik direktörlerden kaçı hala başarılı olabiliyor? Porto, Inter gibi Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu'nu uzun yıllar sonra tekrar kazanabilen sadece Jose Mourinho. Çünkü kendisinde taktik dehası dışında motivasyon becerisi de mevcut. Ayrıca birçok taktiği karıştırması ile ne kadar üretken biri olduğu açıkça gözüküyor. Bir motivasyon örneği; Jose Inter'de teknik direktör iken Sneijder'i beş günlüğüne sorgusuz sualsiz ülkesine dinlenmesi için gönderen ve geri döndüğünde ilk onbire direkt alarak oynatan Jose, Sneijder'i Inter'de müthiş bir futbolcu haline getirmiştir. Şampiyonlar Ligi'nde Catenaccio taktiğine Mixed Zone taktiğini de maçın önemli alanlarında ekleyen Mourinho Sneijder'in geriye gelerek top almasını ve oyun kurmasını istemiştir. Konumuz dışında mixed zone taktiği ayrıca incelenmesi gereken bir taktik.

Mixed Zone Taktiği


Catenaccio taktiğini Fatih Terim'in kendisinde bulunan motivasyon yöntemleri ile uyguladığını düşününce Santiago Bernabeu'dan  galibiyet ile bile dönebileceğini düşünüyorum. Bahsettiğimiz gibi Catenaccio taktiğinde ileride kuvvetli ve uzun bir forvet ( Drogba ) ve iyi bir oyun kurucu ile ( Sneijder ) kullandığınız zaman geride bulunan zincir beşlisi defans zaten zor geçilir. Zaten Drogba Jose ile Chelsea'de beraber çalışırken ve Sneijder Jose ile yine Inter'de çalışırken Catenaccio taktiğini çok iyi uygulamışlar ve bu konuda tecrübeliler. İmparator için uygulaması çok daha kolay olabilir.

Belki Galatasaray göze gelen hoş bir futbol oynamamış olacak ama Real Madrid karşısında kimin umurunda? Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonu olduğunda rezil bir futbol ile şampiyon olduğunu veya Barcelona yarı finalde evinde Inter'e karşı uzay futbolunu oynamaya devam ederken, Inter'in ecel terleri döktüğünü ama Barça'yı eleyip finale kaldığını kaçımız hatırlıyor? Hagi'nin UEFA finalinde kırmızı kart gördükten sonra Terim'in Catenaccio taktiğine dönmek zorunda kaldığını kaçımız biliyor? 10 kişi kaldılar ama gol yemediler. Helal olsun diyebildik. Gelen UEFA Kupası unutulmadı ama. Hatırlanan tek şey ve gerçek olan, kazanılan kupalardır. Catenaccio taktiğini iyi bilen, futbolculuk yıllarında libero oynamış Fatih Terim bu taktik ile Madrid deplasmanında uygun futbolcuları ile bir sürpriz yapabilir diye düşünüyorum.

Bir teknik direktör iyi bir taktik anlayışı, sağlam bir motivasyon becerisi ile çok büyük başarılar ve büyük kupalar getirebilir.

Helenio Herrera'nın dediği gibi "Futbolda önemli olan hem maç hem de para kazanmaktır"


DEVAMI

Ricardo Zamora - Barcelona ve Madrid Tarihinde Hangisine Ait Olmalı?

Yazan: YNWA8 17 Mart 2013 Pazar 0 yorum

Tarih gerçekten enteresan. Başarılı değilseniz, unutulursunuz. Ama, bir yıldız iseniz, bir parçanızı herkes ister. Ölümünüzden sonra bile. 1920 - 1930 yılları arasında, Ricardo Zamora ile hiçbir kaleci kıyaslanamıyordu. 1.93'lük kaleci geniş omuzlarıyla ceza sahasında âdeta bir dev gibiydi. Ricardo birçok kupa kazandı. Günümüzde İspanya'da en az gol yiyen kaleciye kendi ismi ile verilen bir ödül bile bulunmaktadır.

Barcelona ve Madrid, Ricardo'ya tarihlerinde başarılı kariyerinden dolayı yer vermek istiyor. Ama ayrıca Ricardo'nun yanlış politik kararları da kariyeri içinde yer alıyor. Ama Barça bunu görmezden gelip onu kabullenmek istiyor. Aynı şekilde Real Madrid de öyle. Peki kimin tarihinde yer almalı?

Ricardo Zamora profesyonel kariyerine 1916'da Barça'nın ezeli rakibi Espanyol'da başladı. Kulübü ile Katalan Bölgesi Şampiyonluğu ve Kral Kupası kazandı. O zamanlar La Liga henüz yoktu. Ama, büyük yetenekler büyük egolar ile gelir, biliyorsunuz. Zamora Espanyol'un yöneticilerinden biriyle anlaşamadı ve Barcelona'ya transfer oldu. Bu tartışma gereksizdi çünkü, bu zamanda futbolculara ödeme yapılmıyordu. O zaman para söz konusu değilse, bir yönetici ile bir futbolcu neden tartışabilirdi? Ya kapı arkasında konuşulan gizli şeyler yüzünden ya da bir futbolcunun egosu yüzünden.

Barcelona'daki zamanına dönelim; kendisi burada üç muhteşem yıl geçirdi. Forvet Paulino Alcantara ve ortasaha Josep Samitier ile beraber 3 muhteşem yıl geçirdi. Aslında kısa bir süreydi. Beraber iki Kral Kupası ve üç Katalan Bölgesi Şampiyonluğu kazandılar. Ancak Zamora 1929 yılında tekrar Espanyol'a geri döndü. Kalesini yine o yüksek egosu ve özgüveni ile birlikte mükemmel bir şekilde korudu. Kral Kupası ve Katalan Bölgesi Şampiyonluğu ile çifte zafer yaşadı. Kral Kupası yarı finalinde Barcelona'yı, finalde ise Real Madrid'i devirdiler.

Madrid bu durumdan nasıl etkilenmişti? Çok korkunç bir şekilde etkilenmişti. Hemen vakit kaybetmeden Real Madrid Ricardo'yu takıma transfer etti. Madrid kalesini tam altı sene korudu. Bu zaman zarfında, Madrid ilk La Liga zaferini, ikinci La Liga zaferini ve birkaç Kral Kupası zaferini yaşadı. Unutulmayan en güzel anlardan biri 21 Haziran 1936 yılında Valencia'daki Kral Kupası final mücadelesiydi. Real Madrid - Barcelona'ya karşı. İlk defa!

Madrid 2-1 kazanmıştı. Skor 2-0 iken Barcelona 2-1 yapmıştı. Ricardo Zamora maçın son anlarında Josep Escola'nın çıkarılmayacak bir şutunu 1.93'lük boyu ile bir kalecinin asla çıkaramayacağı bir şekilde çıkarmıştı ve Barcelona'nın geri dönüşüne tarihin tanıklık etmesine izin vermemişti.

Kariyerine bakıldığında, Zamora Madrid'de Barcelona'da geçirdiği zamandan daha çok zaman geçirdi. Ama halen Barcelona, Ricardo Zamora için "O takımımızda iz bıraktı" demektedir. Aslında Zamora, İspanya'da futbol dışında izler bıraktı. 1936 yılında Kral Kupası'ndan az bir zaman sonra, General Franco ve ordusu sivil savaş ve darbe girişiminde bulundu. Tahmin edin Zamora hangi tarafı destekledi? Evet, Generallissimo!

Elbette La Liga'nın kurulmasından itibaren Ricardo en çok kazanan ünlülerden biri olmuştu. Anarşist halk ordusu varlıklı kişilerin kapısını çalmaya başladıklarında tahmin edin medya ne yaptı? Franco'nun medya ordusu Ricardo Zamora'nın sahte ölümünü duyurarak propaganda ile bu sahte ölümü kullanmaya çalıştı. Böylelikle çıldırmış durumda olan cumhuriyetçiler Zamora'yı yakaladı ve Modelo hapishanesine yerleştirdiler. Zamora gizli bir şekilde burada tutuldu, onun isteğine göre gardiyanlar ile futbol konuşmasına ve oynamasına izin verildi. Arjantin elçiliği onun serbest bırakılmasını uzun uğraşlar sonrası ayarladı. Zamora hemen Fransa'ya kaçtı ve Nice'de futbol oynamaya devam etti. Aslında bunların hepsi bir oyundu. Zamora'nın sivil savaş sırasında öldürülme tehlikesine karşı General Franco'nun bir oyunuydu.

Sivil savaştan sonra, Zamora İspanya'ya geri döndü. Ancak, ne Real Madrid, ne Barcelona, ne de Espanyol'u teknik direktörlük için seçmedi. Athletic Aviacio'nun teknik direktörlüğünü yaptı. Atletico Madrid'in ilk hali, ana hali, çekirdek hali diyebiliriz.

Atletico Madrid'in İlk Amblemi. Hava Kuvvetleri Kanatlarına Dikkat!
Athletic Aviacio ( Hava Kuvvetleri ) rahat bir şekilde şampiyon oldu. O sırada Real Madrid, General Franco'nun favori oyuncağı değildi. Tahmin edin en sevdiği oyuncağı hangisiydi? Evet, Athletic Aviacio.

O zaman, Barcelona mes que un club ( bir kulüpten fazlası ) ise neden General Franco'ya kendini bağlı hisseden bir kişi ve futbolcu ile bu kadar ilgilenmekte? Zamora azulgrana ( Barcelona'nın renklerine verilen isimler ) renkleri altında 10 sene oynasaydı olabilirdi ama sadece 3 yıl oynadı. Eğer Barcelona bir istisna durum yaratacak olsaydı ve " sadece bir klüp" olsaydı, o zaman tarihinde olabilirdi. Atletico Madrid, Atletico Aviacio ismini ve kanatlarını ambleminden sildiği için ve Ricardo Zamora'nın General Franco ne isterse onu yaptığı için tarihinde yer vermedi. Geriye sadece Real Madrid kalıyor. Zaten Real Madrid'in tarihi General Franco demek. O zaman Ricardo Zamora Real Madrid tarihinde mi yer almalı?

Ricardo Zamora futbol tarihi için "bir futbolcudan daha fazlası" olduğu bir gerçek.

DEVAMI

Çeyrek Final Galatasaray Anket Sonuçları

Yazan: YNWA8 14 Mart 2013 Perşembe 0 yorum
Galatasaray'ı hangi takımın taraftarı ne kadar çok istiyor? İşte anket sonuçları.

PSG taraftarının ilk tercihi %41 ile Malaga veya Galatasaray.


Juventus taraftarının tercihi % 43.6 ile Malaga. 2. sırada PSG, 3. sırada Galatasaray.


Barcelona taraftarı % 36 ile ezeli rakibi, düşmanı Real Madrid'i, ikinci sırada Galatasaray'ı istiyor.

 
Real Madrid taraftarı da % 34.8 ile ilk önce Galatasaray'ı, % 22.6 ile ikinci tercihi Barcelona'yı istiyor.
DEVAMI

Messi Messi Messi

Yazan: YNWA8 0 yorum

Barcelona:4 Milan:0 Papa'nın seçildiği günlerde Barcelona hep bu skor ile kazanmış. Ama bence bu tesadüften çok Messi'nin bu golü beni çok etkiledi. O kadar defans arasından bu kadar kritik bir gol. Sade bir vuruş. Müthiş.
DEVAMI

Bir Katar Organizasyonu DREAM FOOTBALL LEAGUE

Yazan: YNWA8 13 Mart 2013 Çarşamba 0 yorum

UEFA'nın tahtı sallanıyor gibi. Katar'lılar Dream Football League adı altında iki senede bir yaz aylarında düzenlenecek, 24 takımlı bir lig planlıyorlar. 2022 Dünya Kupası'nı düzenleyecek olan Katar, DFL'de Barcelona, Manchester United gibi takımları istiyor. 24 takımın herbirine sadece turnuvaya katılması halinde 210 milyon euro ödeyecek olan Katar'lılar, Chelsea'nin Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduğu sene 56 milyon euro kazandığını düşünürsek çılgın bir katılım parası veriyor.

24 takımlık kontenjanın 4'ü İngilizlere ayrılmış durumda. Manchester United, Manchester City, Chelsea ve Arsenal her sene kalıcı takım olacaklar. 16 takım daha kalıcı olacak. Bunlardan biri yine Arap sömürgesi olan Paris Saint Germain olacak. 8 takım da her sene yakaladıkları başarıya göre değişkenlik göstererek lige katılacaklar.

Bakalım kalıcı takımlar dışında başarı yakaladığı halde katılmayı reddecek takım çıkabilecek mi Arap sermayesi karşısında. 2015 yılında DFL başlayınca hep beraber göreceğiz.
DEVAMI