Diego Simeone'nin Atletico Madrid Başarısının Efsane Lazio Kadrosu İle Bağlantısı

Yazan: YNWA8 20 Mayıs 2014 Salı 1 yorum

Uzun zamandır yazmıyordum. Aslında artık yazılması gereken konuları yazmayı düşünüyorum. Diego Simone'nin Atletico Madrid ile La Liga şampiyonluğu Liverpool'un kayıp giden Premier Lig şampiyonluğu sırasında bana ilaç gibi geldi. Mutluluk verdi.

Simeone'nin futbolculuk kariyerinde Lazio'da oynarken teknik direktörü olan Sven-Göran Eriksson'dan çok büyük ilham aldığını düşünüyorum. 2000'li yıllarda, Eriksson'un takım içerisinde büyük rotasyonlara gidişi ile takım 100. yılda gelen Serie A Lig Şampiyonluğu ( tarihlerinde ikinci kez ) , İtalya Süper Kupası, Coppa Italia şampiyonlukları ile gerçekten çok harika bir sezon geçirdi. Tabi bundan önceki sezonlarda da çok büyük başarılar elde ettiler. Bir önceki sezon Milan'a lig şampiyonluğunu 1 puan fark ile kaptırdılar. Ama UEFA Kupa Galipleri Kupası finalinde Mallorca'yı 2-1 yenerek taraftarlarına ilk kupalarını verdiler. UEFA Süper Kupa finalinde Manchester United'ı Salas'ın golü ile 1-0 yenerek Avrupa'nın en büyüğü oldular.

Bu kadar kısa anlatımla geçilmemesi gerektiğini düşündüğüm bu efsane takımın kadrosuna bir bakalım; Alessandro Nesta, Giuseppe Favalli, Sinisa Mihajlovic, Christian Vieri, Juan Sebastian Veron, Pavel Nedved, Sergio Conceicao, Matias Almeyda, Diego Pablo Simeone, Dejan Stankovic, Marcelo Salas, Fabrizio Ravanelli, Roberto Mancini, Simone Inzaghi, Alen Boksic.


Evet Diego Pablo Simeone. Atletico Madrid'i Avrupa'da kupalara boğan, 1996 yılından beri La Liga şampiyonluğu özlemine son veren teknik adam. Futbolculuk kariyerinde Sven-Göran Eriksson'dan muhteşem dersler alan teknik adam.

"Futbolcularıma hep sorarım, nasıl bir sezon tamamlamak istersiniz? Tüm maçlarda oynadığınız ama lig tablosunda takım olarak çok kötü bir yerde bitirdiğiniz ve diğer tüm kupalardan elenmiş olarak mı yoksa, 38 maç oynayacağınız bir ligin 20 maçında görev alıp, 8 gol atıp, takımınızın şampiyonluğa ulaştığı bir lig tablosunu mu tercih ederdiniz? Tercihleri hep ikinci seçenek olmuştur." diyor Simeone.

İşte bu konuşmadan anlatılmak istenen futbolcuların takım içinde yapılan düzgün rotasyonlarla başarılara ulaştırılması. Eriksson'un efsane Lazio kadrosunda yaptığı gibi.

Eriksson'un diğer bir uyguladığı, Simeone'nin ikinci vazgeçilmez kuralına bakalım şimdi de.

"Uzun bir maratonda Atletico'da herkes bir bütündür. Bu şekilde, herkes birbirinin yüzüne bakmaya cesaret eder. Asla gizli saklı yoktur. Herkes hatalarını, başarılarını, beğendiklerini birbiriyle paylaşmak zorundadır. Herkes bir bütündür, herkes beraber konuşur."

Simeone'nin top-player diye tanımladığımız başarılı, kendini beğenmiş oyuncuları Eriksson gibi saf dışı bıraktığını görebiliriz. Hemen elimine eder takımdan. Onun için takımda başarılı futbolcu yoktur, futbolcuların oluşturduğu başarılı bir takım vardır. Çünkü takım içerisindeki bu top-player futbolcular, kendi ülkesinden, kendi dininden olan diğer futbolcularla takım içerisinde ayrı takıldıkları için sorun yaratır. Ama göreceğiniz gibi Atletico'da bu asla sorun olmamıştır.


Arda'nın röportajlarında hep duyduğumuz ve Simeone'nin üçüncü ve en son kuralına gelelim. Ne diyor Arda röportajlarında "Şampiyonluk ve kupaları düşünmüyoruz şu anda. Maç maç bakıyoruz herşeye."

Maç maç bakıyoruz herşeye. İşte Simeone'nin Eriksson'dan öğrendiği diğer güzel bir adaptasyon yöntemi. Maç maç düşünmek. Peki bunu Simeone futbolcularına nasıl aşıladı.

"Takımda ana karakter olduğunu düşünen futbolcu istemiyorum. Takım için sahip olduğunuz herşeyi vermezseniz ki ben bunu hissederim, hemen yerinizi başkası doldurur. Hiçbirşey garanti değil. Düşerseniz, düşüşe geçerseniz dışarıda kalırsınız."

Gayet basit bir anlatımı olan ve takım bütünlüğünün önemli olduğunu vurgulayan bir konuşma. Yıldız futbolcularla taraftarın gözünü boyamak yerine, takım yaratarak taraftarı kupa delisi yapan bir teknik direktör. Günümüzde az gördüğümüz bir anlayış.

Şimdi belki içinizden hadi canım diyenleriniz olabilir. Simeone, Eriksson'u neden örnek alsın arkadaş. Ama her insanın hayatında unutamadığı anlar vardır. Nasıl Arda Atletico'da 1996'dan beri 18 yıl aradan sonra ikinci La Liga şampiyonluğunu yaşayan, bu özel kadroda yer alan bir futbolcu olacaksa ve ömrü boyunca unutamayacaksa, unutulmayacaksa aynı şekilde Simeone'de Lazio'nun ikinci Serie A ligi şampiyonluğunu ömrü boyunca unutmayacaktır, unutulmayacaktır. Futbolculukta yaşadığı bu güzel anları şimdi teknik adam olarak da yaşadı ve futbolcularına da yaşattı.

Son olarak Diego Simeone'nin Lazio'da, Serie A şampiyonluğunu yaşadığı zaman gazetecilerden birine sahada verdiği cevaba bakalım. Bu başarının sırrı nedir Simeone?

"Kimin oynadığı önemli değildi, Hepimiz biliyorduk ki herhangi bir anda herhangi birimiz, birbirimizin yerini doldurabilirdik. Tüm sezon hep aynı kadro yerine, tüm sezon hep takım hisseden kadro olarak çıktık. İşte bu kulüp tarihinde ikinci kez Serie A şampiyonluğunu, Avrupa'da da Süper Kupa'yı kazanmamızın sırrıdır."

Öğrendiklerimiz, öğreteceklerimizin bir parçası her zaman olacaktır. Simeone, başarılı bir teknik direktör olarak da Atletico Madrid'in tarihine futbolculuk yıllarının yanına adını altın harflerle, efsaneler arasında en tepeye yazdırmıştır. Kim bilir belki kariyerinde uğradığı İnter, Lazio gibi takımlara da uzun aradan sonra özlediği şampiyonlukları tekrar yaşatır.


DEVAMI

Jogabo İle Tanışın "Futbolun Sosyal Medyası"

Yazan: YNWA8 15 Ekim 2013 Salı 0 yorum


Bir zamanlar Joga Bonito vardı. Nike reklamları ile ünlenen, Ronaldinho'nun oynadığı reklamlar. "Güzel Oyna" anlamına gelen Joga Bonito. İşte bunu almışlar kesip biçip jogabo yapmışlar. Peki ne işe yarıyor bu Jogabo?

Düşünün Twitter, Facebook, Foursquare gibi gerekli! olan hesaplarınıza girip, "Futbol oynamak istiyorum ama adam bulamıyorum, gelecek olan var mı?" diye yazıyorsunuz. Olumlu cevaplar geliyor ama siz İstanbul'dasınız, o kişi İzmir'de. Yine oynarsınız futbol ama ya PES oynarsınız ya FIFA. Seçim size kalmış.

İşte tam bu noktada bu kadar uğraşmamanızı sağlayan yeni akıllı telefon uygulamamız Jogabo devreye giriyor. Bulunduğunuz şehirde, futbol oynamak isteyen kişileri çevrenizden bulup, organize edip onlarla buluşmanızı sağlıyor. Tabi sadece bununla kalmıyor uygulama. Oynadığınız maçlar, attığınız gol sayısı gibi istatistikleri de size ait hesapta arkadaşlarınıza ve size gösteriyor.


Jogabo'nun üç kurucusundan biri, bulucusu Jeremy Melul bu uygulamayı kesin bizim gibi zamanında futbol maçı yapmak için adam bulmakta zorluk çeken eski nesili kıskandırmak için yapmış olsa gerek. Gerçekten yeni  nesil çok şanslı. Ama tamamen değil. Bazı konularda.



Şimdilik Indiegogo bu uygulamanın hayata geçmesi için Jeremy ve diğer iki arkadaşına sponsor oldular. Ocak 2014 gibi uygulamanın Iphone ve Android için ilk sürümünün çıkmasını planlıyorlar. Bu uygulamanın çıkmasını istiyorsanız siz de bu yazının paylaşımını yaparak bilgi paylaşımında bulunun. Çünkü eminiz ki ileride bu uygulama çıktığı zaman ilk soru şu olacak: "Neden Türkçe dil desteği yok?" Çünkü bizden destek yok. 

 



DEVAMI


Oliver Stone'un hangi filminden bahsetsek acaba. Saymakla bitmez. Ama bu reklam filmi ile Dünya Kupası'nın gerçekten önemli yanlarını da vurgulamış. İzleyicinin o sakatlık anındaki acıyı hissetmesini ve benzeri duyguları istemiş. Reklamda Kun Aguero, Radamel Falcao ve David Luiz'de oynuyor. Ama en güzeli Falcao'nun müthiş kafa vuruşu. Türkiye'nin Hollanda karşısına çıkmadan önce Fatih Terim'in bu reklamı izletmesini isterdim. Moral motivasyon açısından. Lafı fazla uzatmadan reklam için buyurun.


DEVAMI

Kadınlar Futboldan Anlar Mı? İngiltere: 8-0 Türkiye 2015 FIFA Kadınlar Dünya Kupası Avrupa Elemeleri

Yazan: YNWA8 27 Eylül 2013 Cuma 1 yorum

Türkiye Erkekler Milli Futbol Takımı, İstanbul'da 14 Kasım 1984'de İngiltere'ye 0-8, daha sonrasında Londra'da yine İngiltere'ye 14 Ekim 1987'de 8-0 yenildikten sonra bu sefer de Türkiye Kadın Milli Futbol Takımı, İngiltere Kadın Milli Futbol Takımı'na karşı 8-0'lık bir yenilgi aldı.

Daha maçın 3. dakikasında durum 2-0'dı. 8-0'ın habercisiydi yani. İngiltere Milli Takımı Belarus'u da 6-0 yendi. Henüz daha kalelerinde gol görmediler. Ama attıkları 14 gol ile federasyonun futbola sadece erkekler için özel bir federasyon olmadığını gösteriyor. Ülke olarak İngiltere'nin futbola ne kadar önem verdiğini çoğu kişi biliyor.

Bizdeki futbol bakış açısının nasıl olduğunu aldığımız sonuçlardan zaten görüyoruz. Maçlara gidip tezahürat ve destek ile bitmiyor iş. Demek istediğim federasyonumuz stadyum yenileme, elektronik bilet vb. olayların yanında futbola taktiksel anlamda ve geliştirici yönde bakmıyor. Bunu maalesef bizim dışımızda herkes görebiliyor.

Futbolita.com kadınların futbola bakış açısını geliştirmesi ve bilgilendirilmesi için bayağı popüler bir site. Şurada bizim 8-0'lık yenilgimiz hakkında iki federasyon ve lig arasındaki farktan bahsetmiş. Çokta doğru söylemiş. Aynen yazılan yazı şu;

"FA ( İngiltere Futbol Federasyonu ) sürekli olarak kadınların oyununu geliştirmeye çalışırken, Türkiye'de taraftar, kadınlar futbol liginin varlığından haberi bile yokken ülke olarak nasıl bir gelişimleri olsun. Geçen sene şampiyon olan Konak Belediyespor'un maçları maalesef sadece oyuncuların yakınları tarafından izlendi."

Sitede aynen yazan bu şekilde. Yurtdışındaki siteler bile şu kadar araştırıp İzmir'imizin güzide takımının maçlarının sadece yakınları tarafından izlendiğini bulabiliyorsa, federasyonumuzun da bu spora gönüllü ve yetenekli kadınlarımızı bulup kazandırıp daha profesyonel yaklaşması zor olmasa gerek.

Belki o hayal ettiğimiz Şampiyonlar Ligi kupası, Avrupa Kupası, Dünya Kupası üçlemesinden birini erkeklerden önce kadınlarımız ülkemize getirir. O zaman da belki yazının başlığındaki o kalıplaşmış, önyargıyla yaklaşılan soruyu erkekler kendilerine sormaya başlar.
DEVAMI

Lionel Messi'nin En İyi Hareketleri Kağıda Çizilip Oynatılırsa

Yazan: YNWA8 11 Eylül 2013 Çarşamba 0 yorum


Etoilec1 arkadaşımız Ronaldinho ve Ronaldo videolarından sonra şimdi de Messi'yi kağıda çizip oynatmış. Maradona'nın Arjantin forması altında İngiltere'ye karşı oynadığı maçta ortasahadan topu alıp kaleciyi geçene kadar sürdüğü o muhteşem golün aynısını lig maçında bir benzerini, hatta aynısını Messi atmıştı. İşte o an kağıda çizilerek de ölümsüzleştirildi.


Etoilec1 arkadaşımızdan rica ettim. Umarım o istek olur. Acaba asıl Ronaldo'yu bizlere çizip sunar mı?


DEVAMI


Etoilec1 kullanıcı adlı arkadaşımız yine Ronaldinho, Messi, Ronaldo kadar büyük yeteneklerini kağıda çizme gibi farklı bir alanda göstermeye devam ediyor. Şurada daha önce Ronaldinho'nun hareketlerini kağıda çizerek herkesi kendisine hayran bırakan arkadaşımız bu seferde, Ronaldo'nun hareketlerini çizmiş.

Siz bu videoyu izlerken kendisi Messi'nin en unutulmaz anlarını çizmeye başladığını herhalde hepimiz tahmin ediyoruzdur az çok.


DEVAMI

Barcelona "Bir Kulüpten Daha Ötesi" Sloganıyla Real Madrid'i Mi Kastediyor?

Yazan: YNWA8 4 Eylül 2013 Çarşamba 0 yorum

Real Madrid'in 2015'de bir ada kuracağını biliyoruz. Sadece Real Madrid'e özel bir ada. Ras Al Khamiah tarafından Birleşik Arap Emirlikleri'nde $1 milyar mal olacak. Bir tarafı denizi görecek şekilde 10,000 kişi kapasiteli bir futbol sahası, lüks oteller ve villalar olacak. 2015'de açılışı yapıldığında şimdiden 1 milyon kişi yer ayırttı bile. Real Madrid'in bununla ilgili yaptığı reklam videosu aşağıda.


Şimdi birde Pique'nin sizi karşıladığı, Puyol'un sizi tehlikeden koruduğu, Iniesta'nın duvarları Barcelona'nın renkleri ile boyadığı, Neymar'ın sağda solda boş boş gezdiği, Messi'nin ders verdiği Barcelona adasına götürelim. Tabi yine Birleşik Arap Emirlikleri sağolsun. Rakibinden eksik kalmayacak.


DEVAMI

Gareth Bale 99.5 milyon euro gibi bir rekor transfer ücretiyle Tottenham'dan Real Madrid'e geçti. Mesut Özil Arsenal'e kaçtı. Bence Madrid bir yerde hata yaptı ama belkide ofansif olarak ortasahada yapılacak preste Özil yerine başka bir kişi düşünülecek. Bale ve Ronaldo tamamen ofansif olarak oynayacaklar. Neyse bunlar zaten başka konular.

Bu fotoğrafı gördükten sonra ben bile mutlu oldum. Southampton'ın maçlarını izlerken Walcott'un Premier Lig'de bir takıma transfer olacağını tahmin edişim doğru çıkarken, bazı arkadaşlarıma bu çocuk Real Madrid'e kadar gider dediğimde yine tahminim doğru çıktı. Bu fotoğraf ile daha da anlamlı oldu.

Artık Galatasaray taraftarı TT Arena'da bu sene Ronaldo - Bale gibi iki süper futbolcuyu birden görmenin heyecanını yaşayacak. Şimdiden hayırlı olsun diyelim.
DEVAMI

Real Madrid 9-5 Barcelona Belletti Uzaktan Avladı, Owen ve Figo Show Yaptı

Yazan: YNWA8 7 Ağustos 2013 Çarşamba 0 yorum


Kuveyt'de oynanan maç başta çekişmeli giderken Luis Figo'nun ağırlığını koyması ile 9-5 gibi bir sonuçla bitti. Yalnız bu maçta çok güzel goller ve hareketler vardı. Özellikle maçın en güzel anlarını söylemek gerekirse Belletti'nin uzaktan iki kez Bodo Illgner'i avlaması, Owen'ın Arjantin'e İngiltere forması ile attığı o müthiş gole benzer bir gol atması ve efsane Portekiz'li Luis Figo'nun Patrick Kluivert'a attığı akıl almaz çalım ve assist. Tamamını izlemenizi tavsiye ederim ve efsane olan bu futbolcuları kaçırıp canlı izleyemeyenler araştırıp izlesin derim.

Real Madrid: 
  • Bodo Illgner ( Efsane kalecilerimden biridir )
  • Fernando Hierro ( Madrid'in efsane kaptanı )
  • Luis Figo ( Barcelona'dan Madrid'e geçen, kendisine kesik domuz kafası atılan efsane ortasaha )
  • Michael Owen ( Sakatlanmasa belki de gerçek Ronaldo'ya rakip olabilecek tek futbolcuydu. )
  • Fernando Morientes ( En az karşı takımdaki Patrick Kluivert kadar kafa toplarına hakim, golcü futbolculardan biriydi. )
Barcelona:
  • Vitor Baia (Benim için çok iyi bir kaleciydi diyemem. Bazı bariz hataları vardı. Bu maçta da gösterdi.)
  • Juliano Belletti ( Efsane denemeyebilir ama bu maçta iki muhteşem gol attı uzaktan )
  • Gianluca Zambrotta ( Bana göre Juventus forması ile bütünleşmiş birisi kendisi. )
  • Gaizka Mendieta ( Bu adam oynadığı zamanlar sahaların tozunu attırıyordu. Tutabilene aşkolsun. )
  • Patrick Kluivert ( Onun için fazla söze gerek yok. Bir efsane. Sayılı golcülerden. )






DEVAMI

Jose Mourinho'dan Elite Soccer'a Başarılı Taktiğin Detayları, Saha Dizilişi, Antrenman Yöntemleri

Yazan: YNWA8 27 Temmuz 2013 Cumartesi 0 yorum


Menajer genel olarak kafasında oluşan taktiğe göre bir antrenman programı belirler. Antrenman programını gerekli kişiler ile paylaşarak futbolcular üzerinde uygulanmasını ister. Daha sonra kendisi futbolcuları bir odaya toplar ve beyaz tahta üzerinde taktiğin detaylarını vermeye başlar. Çoğunlukla bu muhabbetler sahadaki set paylaşımları hakkında olur. Rakip takıma ait bir video kaseti olabilir. Performans analizci bir arkadaş kaset üzerinden muhabbete girerek, rakip takım oyuncularının zayıf yönlerini anlatır. 

Peki daha iyi bir takım için menajer ve yardımcıları kullanılan antrenman yöntemlerini nasıl geliştirebilir veya takıma nasıl uygulayabilir? Sadece herkesin bildiği taktikleri tahtaya çizip, oyunculara kendinize iyi bakın diyerek olmaz. Antrenman, egzersiz nasıl çağırırsanız o program işte, futbolculara menajer tarafından anlatılan genel taktik üzerinde nasıl bir yararı olabilir? Futbolcular taktiğin dışında en fazla ne kadar özgür oynayabilir?

Bir menajer ilk onbirini nasıl belirler? Futbolcular taktiksel anlayış ve değişiklikler için nasıl hazırlanıyor? Kötü futbolcu olarak adlandırdığımız futbolcuların çoğu, bazı taktik dehası menajerlerin elinde yıldız olurken, iyi futbolcu olarak adlandırdığımız futbolcuların yine o taktik dehası menajerlerin elinde neden hiçbir varlık gösteremez? 

Futbol dergilerimiz, programlarımız veya köşe yazarlarımızın bu konulara değinmediğini görebiliyoruz. Bu konulara değinecek ya kapasite yok yada araştırma eğilimleri yok. 

Menajerlik yapmış, futbol akademilerinde ders vermiş isimler tarafından yönetilen, grafiksel olarak harika bilgiler veren bir dergi olan Elite Soccer dergisini en basitinden örnek vermek istiyorum. Bu işe başlayacak, başlamak isteyen kişilere çok faydalı bilgiler sağlıyor. 

Dünyaca ünlü menajer Jose Mourinho'nun defansif organizasyonlarından birinin incelemesini yapmışlar.

Geride oynayanların beraber hareket etmelerini veya savunmayı koruma yöntemlerinden Mourinho'nun anlattıkları;

"Beklerin kanattan gelen oyuncuya mı yoksa defansın göbeğinde oynayan arkadaşına mı yardım etmesi gerektiğine ani karar vermesi gerekiyor. Kanat oyuncusuna baskı yapacaksa, bunu defans arkadaşının topu görebilecek açıda uzaklaştırmasına olanak sağlaması gerekiyor. Geride oynayanların arkalarında ve aralarında kalan derinliği (depth control) kontrol etmeleri gerekiyor. Her defans oyuncusunun arasında en az 10, en fazla 14 metre olması gerekiyor. Ortasahada görev alan futbolcuların, defanslarını görüş açısından uyarıp, birbirlerine gereken mesafeden fazla yaklaşmamaları gerektiğini söylemesi gerekiyor. Defansın göbeğinde oynayan futbolcuların forvetlerin hareketini ve hareket edeceği alanları kapatması gerekiyor. Ortasahadakilerin defansın düzenini kontrol ederken aynı zamanda dönebilecek bir topun kendilerinde kalması için iyi pozisyon almaları gerekiyor."

Karşı takım kanattan atak yaparken defansif anlamda nasıl bir baskı uygulanması gerektiği;

"Top kanada ulaştığı zaman takım olarak baskı uygularız. En yakın defans oyuncusu kanat oyuncusunun önünden baskı uygularken, en yakın ortasaha oyuncusu aynı kanat oyuncusunun içeriye girişini kapatır (Double Marking). İki kişi olarak uyguladığımız bu baskı ile rakip takımın geriye oynamasını zorluyoruz. Geriye oynadıkları anda hemen tekrar organize olarak yerlerimizi alıyoruz. "

Son olarak, Mourinho'nun defans organizasyonunda genel görüşü şu şekilde;

"Menajer takımın dinamiğine en uygun olanı hissedip ona göre çalışmalarını sürdürmeli. Antrenman yöntemlerini uygularken bu size basit gelebilir ama, asıl önemli olan takıma oynattığınız taktiğe göre yer almalarını sağlarken, dizilişi bozmadan beraber hareket etmelerini sağlamak en önemlisi ve en zor olanı."

Taktikleri seçip menajerin zihninde oluşturup sahaya yansıtamaması medya tarafından son olarak "kötü taktik" olarak yorumlanabiliyor. Ama kimse bu taktiğin sahaya iyi yansıtılmadığı, futbolculara iyi aşılanmadığı için kötü bir taktik olduğunu anlayamıyor çoğu zaman. 

Her taktiğin iyi olduğunu söylememiz için, futbolcuların doğru mantalite ile taktiğe monte edilmesi gerektiği bir gerçek. Ama bunun içinde menajerin futbolcu, antrenman, taktik disiplininden önce zihnindeki görselliği, vizyonunu anlatabilmesi gerekiyor. Bu da biraz da özgüven ve sabır ile oluyor. 

Özgüven ve sabır demişken; bu da bizim kulüplerimizde ve milletimizin yapısında olmadığı için olduğumuz yerde saymak demek oluyor. 

DEVAMI