Galatasaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Galatasaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Adanalı Turkish Ronaldo Gökmen Akdoğan Beyaz Show'a Çıktı

Yazan: YNWA8 13 Nisan 2013 Cumartesi 0 yorum

Galatasaray - Real Madrid maçını izlemek için binlerce kişi Türk Telekom Arena'da yerini alırken Gökmen, benzerliği ile Cristiano Ronaldo'ya bir yana dursun, ona olan sevgisi yüzünden Adana'dan kalkıp İstanbul'a kadar gelmiş. Maçtan sonra Ronaldo ile buluştuğu video. Cristiano çok samimi davrandı kendisine.


Bu buluşmadan sonra yabancı basın dahil, Gökmen'in Cristiano'ya benzerliğini haber yaparken Beyazıt Öztürk kendi programına davet etti. Gökmen çok samimi açıklamalarda bulundu. Gerçekten çok iyi bir kardeşimiz. Bonservisi elindeymiş. Bir kulüp değerlendirsin kendisini.



DEVAMI

Galatasaray 3-2 Real Madrid Tarih Türk Telekom Arena'da Tekerrür Etti

Yazan: YNWA8 10 Nisan 2013 Çarşamba 0 yorum
Tarih tekerrür etti. Yıllar önce Jardel yapmıştı aynısını Madrid'e karşı. 2-0 yenik kapatılan bir ilk yarı sonrası ikinci yarıda Galatasaray maçı 3-2 almıştı Ali Sami Yen'de. Bu sefer bir benzeri Türk Telekom Arena'da oldu. Cristiano Ronaldo'nun golü ile Real Madrid 0-1 öne geçince Galatasaray için herşey bitmişti artık.

İlk yarı bu şekilde sona erince ikinci yarı başlamadan önce Fatih Terim soyunma odasında o günleri hatırlattı herhalde oyunculara. İkinci yarı bambaşka bir Galatasaray vardı sahada.

Sneijder'in cezasahası içinde sol ayağı ile dışarı çıkardığı topa Eboue, Şampiyonlar Ligi'nin bu sene atılan en güzel gollerinden birini atarak veda etti. Querasma'dan bildiğimiz trivela vuruşu ile topu ağlara gönderdi. Kaleci sadece topa bakabildi.

Daha sonrasında 63. dakikada Sneijder kale ağzında öylesine beklerken Madrid defansının yaptığı hata sonucu topu önünde bulur bulmaz vurdu. Hemde kalecinin dibinden. Ama sol ayağı ile Eboue'ye verdiği pasdan daha kolay bir pozisyonda golü bulamadı. Daha sonrasında Sabri'nin verdiği pasda müthiş bir çalım ile kaleci ile karşı karşıya kalarak sağ ayağı ile topu ağlara gönderdi.

Hemen iki dakika sonrasında Drogba, Amrabat'ın güzel çalımı ve pasında topuğu ile ağlara gönderdiği gol ile durumu 3-1 yaparken taraftara büyük bir umut verdi.

Ama sonrasında gelen baskıda maalesef bir gol gelmeyince ve tüm hakları ile saldırırken Galatasaray, bir karşı atak sonucu Ronaldo'nun durumu uzatma dakikalarında, maçın bitmesine yakın bir zamanda durumu 3-2 yapınca herşey bitti.

Geriye kalan sadece Mourinho'nun ve Fatih Terim'in bir abi kardeş gibi birbirlerine sarılması, Mourinho'nun hemen bu sarılmanın ardından Hasan Şaş, Ümit Davala, Taffarel ve kulübedeki diğer kişilerin elini tek tek sıkıp tebrik etmesi muazzam bir görüntüydü bizler için.

Cristiano Ronaldo'nun tribünleri alkışlaması da harika bir görüntüydü. Taraftar bugün harikaydı. Desibel rekoru yine kırılmış olabilir. Ama ne önemi var ki Madrid, Galatasaray'ın avuçlarının içinden kaçmışken.

Dortmund'un uzatma dakikalarında iki gol birden bularak gerçekleştirdiği mucizeyi Galatasaray, onbeş dakika gibi bir süreye sahip iken bir gol daha bularak gerçekleştiremedi. Tabi ilk maçda Burak Yılmaz'a verilmeyen penaltı verilseydi ne olurdu onu da düşünmek lazım.

Yine de buraya kadar yapılan tüm mücadele için Galatasaray'ımıza teşekkür etmeliyiz.

Ezilmeden gelinen çeyrek final ve son anda avuçların arasından giden yarı finalin golleri.



DEVAMI

Galatasaray 3-1 Mersin İ.Y Taht Oyunlarına Didier Drogba İzin Vermedi

Yazan: YNWA8 7 Nisan 2013 Pazar 0 yorum

Şampiyonlar Ligi'nde alınan 3-0'lık Real Madrid yenilgisinden sonra moral ve yorgunluk açısından kötü durumda olan Galatasaray bu maçı normal şekilde kaybetseydi pek birşey söylenmezdi. Ama bu maçta bazı oyunlar döndü sahada. Danny'nin gole giden adamı düşürmesinde gösterilen kırmızı kart birkez çok ağır bir karardı. Sarı kart olması gereken bir pozisyondu. Bunun üzerinde fazla durmayacağım. Hakemin kararı sonuçta. Ama yanlış bir karar.

İlk yarıyı 0-1 Mersin üstünlüğü ile kapatan Galatasaray, ikinci yarıda maçı çevirmek için çok uğraştı. İlk yarıda Burak Yılmaz'ın bir kafa vuruşu ve bir serbest vuruştan kullandığı top direkten döndü ve bu iki direkten dönen toptan sonra Burak bugün gol atamayacağını düşünmeye başladı. Sahne Drogba'ya kalmıştı.

Drogba haklı bir penaltı kazandı ve Felipe Melo bunu gole çevirdi. Daha sonra durumu 2-1'e getiren gol gerçekten çok enteresandı. Sabri'nin Drogba'ya şutvari pasında Drogba'nın topu kontrol edememesi, daha doğrusu edemeyeceği belli olmuşken kalecinin hatası sonucu Drogba'da gol sevincini yaşamaya başladı Skoru 3-1 yaptığı goldeki kafa vuruşu ve gol sevinci Drogba'nın bize ne kadar da Drogba olması gerektiğini birkez daha hatırlattı.

Drogba'yı Real Madrid rövanş maçında da aynı istek ve arzu ile görürürüz umarım.

Son söz; Fatih Terim'i, takım yenik durumda olduğu her maçta tribüne göndermeye devam ederse hakemler, Fatih Terim o maçı çok daha rahat çevirir. Bunu bu sene ligde ikinci defa görüyoruz. Orduspor karşısında 0-2 yenik durumdan 4-2 kazanılan maç ile beraber bu maç.

Taht oyunlarına hakemler kafalarına göre devam ediyor. Yeni bölümde ne sürprizler bekliyor göreceğiz.


DEVAMI

Eboue GsTV Spikerinin Kulağını Rahat Bırakmadı

Yazan: YNWA8 1 Nisan 2013 Pazartesi 0 yorum

Galatasaray futbolcusu Emmanuel Eboue GsTV spikerine canlı yayında zor anlar yaşattı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne karşı alınan 2-0'lık zaferden sonra Eboue ile röportaj yapmak isteyen spiker Eboue'den hiç beklenmedik karşılıklar aldı. Eboue kameramanı da rahat bırakmadı tabi.


DEVAMI

Catenaccio Taktiği, Motivasyon, Doğru Futbolcu Ve İşte İyi Bir Teknik Direktör

Yazan: YNWA8 18 Mart 2013 Pazartesi 1 yorum

Catennacio'nun anlamı İtalyanca "asma kilit". İtalyanca bu sözcüğü futbol dünyasına kazandıran kişi 1-0'ların adamı olarak bilinen Fas asıllı İspanyol bir ailenin Arjantinli ve aynı zamanda Fransız vatandaşı II Mago lakaplı Helenio Herrera'dır. 

Peki bu taktiğin asıl kökeni nedir? Nasıl ortaya çıktı? Nasıl gelişti?

Avustralyalı teknik direktör Karl Rappan gol yemek adına çok büyük problemleri vardı. Forvet oyuncularının defans oyuncularını geçtiği taktirde kaleci ile karşı karşıya kaldığını gören Karl Rappan kaleci ile defans arasına bir adam daha koyarak, bu adamın defanstan seken topları uzaklaştırması ile görevlendirdi. Rappan'ın bu taktiğe bulduğu isimde Fransızca "kilit" anlamına gelen verrou oldu ve resimde görülen SW(Sweeper), yani liberoda (defansta serbest oynayan kişi) verrouilleur olarak çağırıldı. Zaten verrouilleur da kapı süpürücü gibi bir anlama gelmektedir. Taktikteki görevi ile anlamlı bir isim verilmiş; defanstan seken topları uzaklaştıran kişi. Ancak bu fikir sadece Catenaccio fikrinin başlangıcı olarak kaldı.

Bu fikri asıl yaygınlaştıranlar ise İtalyanlar oldu. Karl Rappan'ın yarattığı verrou taktiği, İtalya'nın Triestina takımını çalıştıran Nereo Rocco'ya ilham vermiştir. Rocco henüz ismi Catenaccio olmayan bu taktiği 1947 senesinde 1-3-3-3 şeklinde değiştirerek liberoyu oyunun en önemli adamı haline getirdi. Bu taktik ile libero hem top çıkartan, hem adam markajı yapan, hem de defanstan seken topları uzaklaştırma görevi olan oyuncu olmuştu. Triestina 1946 senesinde ligde federasyon kararı ile kalırken, bir sene sonra yani, 1947 senesinde bu müthiş taktik ile Serie A'yı ikinci olarak tamamladı.

1960'lı yıllarda Herrera, bu taktiği biraz daha sertleştirdi. Ortasahadaki üç ismi de defansif oyunculardan kurarak ve de libero ile beraber defans oyuncusu sayısını beşe çıkartarak "Catenaccio" taktiğini oluşturdu. Zaten taktiği sertleştirerek de ünlü İtalyan defansı tabiri bu şekilde doğmuştur.

5-3-2'nin varyasyonlarını uygulayan II Mago Herrera'nın Inter'i, kontra atak ve defanstan gönderilen uzun toplar ile etkili olma konusunda ustalaşmıştı.

Maçların çoğu 1-0 bitiyordu. Ortasahada defansif özellikleri ile öne çıkan üç oyuncunun, hemen önlerinde bir oyun kurucu bulunuyordu. Bu oyun kurucu hem geriye gelip top almakla, hemde önünde oynayan forvet oyuncusuna ofansif olarak yardımcı olması gerekiyordu. Forvetin uzun boylu, kuvvetli ve çevik olanı olursa daha iyi oluyordu.

Herrera eleştirilen bu sistemi ile 2 Şampiyon Kulüpler Kupası, 2 Kıtalararası Kupa, 3 Serie A Şampiyonluğu, 1 İtalya Kupası kazandı.

Herrera Barcelona'da aynı sistemi kullandı. Evet, bugün gelmiş geçmiş en iyi futbolun oynandığı, tüm futbol yazarları tarafından kabul edilen Barcelona zamanında Catenaccio taktiği ile oynamıştı. Her gittiği takımda eleştirilen Herrera ise cevabını şu şekilde veriyordu. "Bana kazanmam için para ödüyorlar, iyi futbol oynatmam için değil."

Herrera Barcelona'daki ikinci yılında bu taktikten vazgeçti ama kimse nedenini bilemedi. Muhtemelen Katalanlar'a ya bu oyun anlayışı yanlış geldi, ya da Herrera taktiğini sadece İtalya'ya saklamak istiyordu.

Barcelona'da geçirdiği üç yıl içinde iki kez Fuar Şehirleri Kupası'nı, iki kez de İspanya şampiyonluğunu kazandı. Ancak, ne zaman Barça Real Madrid'e yenildi, işte o zaman taraftarlar, takımın kaldığı otelin önünde Herrera'ya saldırınca İspanya'dan ayrılmak zorunda kaldı.

Herrera Catenaccio sistemi ile rakip takımın atağa kalkmasını, üstlerine gelmesine izin veriyordu. İtalya Milli Takımı stoperi Scirea, bütün maçları kendi yarı alanından ayrılmayarak tamamlamıştı. Sıkıcı bir futbol tarzı olabilir ama gerçekten de kupalarda çok işe yarayan bir taktik.

Şimdi de en sevdiğim futbol yazarlarından biri olan Simon Kuper'in dünyaca ünlü "Futbol Asla Sadece Futbol Değildir" isimli kitabında kendisinin Helenio Herrera ile yaptığı röportajdan birkaç yer vereceğim. Catenaccio taktiğini artık biliyoruz. Peki Catenaccio taktiğini bu kadar iyi herkes uygulayabiliyor mu? Yoksa Herrera'nın bilinmeyen yönleri de bu taktiğe etki ediyor mu? Elbette ediyor. İşte Herrera'nın kişiliğinin taktiği ile getirdiği başarılar.

Stoper oynayan ilk oyuncu Herrera'ydı. O zamanlar Fransa'da oynuyordu. Bir kağıda bilinen W-M dizilişini çizdi.


W-M Dizilişi
"Maçın bitmesine 15 dakika vardı ve 1-0 öndeydik. Ben solbek oynuyordum. Orta alanın solunda oynayan arkadaşımın omzuna dokundum ve "Sen benim yerime geç; ben savunmanın arkasına geçeceğim." dedim. (Futbol oynarken de öyle düşünüyordum.) O maçı kazandık ve ben teknik direktör oldum. Bunu asla unutamam."

Eski W-M dizilişinde, savunmanın ortasında yalnız kalan oyuncu, rakibin iki forvet oyuncusu aynı anda ortadan atağa kalktığı zaman çaresiz kalıyordu. Bu yüzden Herrera zor maçlarda bir stoper kullandı. Zorluk ortadan kalktı.

Catenaccio hep eleştirildi, çünkü yanlış uygulanıyordu. Başka bir diziliş çizdi. Herrera'nın sisteminde stoperin önünde oynayan iki savunma oyuncusu adam markajı yaparlar ama sol ve sağ bek hücuma katılmak zorundadır.

Catenaccio Taktiği ve Herrera'nın Kanatları Kullanışı
Herrera'yı taklit eden teknik direktörler, savunma oyuncularını ileri çıkarmadılar. Catenaccio'yu sadece bir savunma sistemi olarak kullandılar.

Küçük takımların kazanma umudu olan ama 70'li yılların başında popülerliğini yitiren sistem günümüzde ancak zor koşullar oluştuğu zaman kullanılıyor. Bir oyuncunun oyundan atılması gibi.

Herrera futbola sadece "Catenaccio" taktiğini kazandırmamış, benzersiz motivasyon yöntemlerini de kazandırmıştı. Futbolcuların kampa alınma fikrini ilk ortaya atan yine kendisiydi. İdman için sahaya gelen, büyük bir hızla el sıkışan, sağındaki solundaki takım arkadaşlarına başını sallayarak selam veren, oraya buraya laf yetiştiren, sahada bir çizgi roman kahramanı gibi koşturan, duş alan ve evine giden futbolcu imajını yok etti ve tek bir felsefe uyguladı: "Tek takım, tek aile."

Bütün oyuncularla tek tek konuşurdu. Sadece onbir oyuncusu ile değil. Tüm takımdaki oyuncuları ile. 'Nasıl gidiyor? Nasılsın? Karın nasıl?' ve daha bir sürü şey. Soyunma odalarına üzerlerinde 'HIZ' ve 'TEKNİK' yazan panolar asardı. Daha sonra Inter'de takımda bulunan Jair ve Mazzola'nın hızı çok arttı. Masöre, oyuncular önünde yatarken birbirleriyle konuşacaklarını, Ne konuştuklarını Herrera'ya söyleyeceğini, ama sadece kulüp ile ilgili olan konuları söyleyeceğini tembih etmişti. Kulüp dışındaki konular Herrera'yı ilgilendirmezdi. Maçtan önce futbolcuların birbirlerine sarılmalarını ve "Hepimiz aynı teknedeyiz!" diye söylemelerini isterdi. Sonra sahaya çıktıları sırada 'Birbirinizle konuşun! Savunma, birbirinizle konuşun!' derdi.

Herrera'nın bu motivasyon yöntemleri sonrası antrenörlerin kulüplerde önemleri anlaşıldı ve daha iyi para kazanmaya başladılar. Son olarak kitapta röportajda Herrera şunu söylüyordu: ''Nereye gidersem gideyim her takıma aynı şablonu uygularım. İşin sırrı, oyuncuları kendilerine uygun yerlerde kullanmaktır.''

Demek sadece Catenaccio taktiği ile olay bitmiyormuş. Yoksa herkes bu taktiği öğrenip uygulayabilirdi. Neden uygulayamıyorlar o zaman? Çünkü motivasyon da çok önemli. Futbolculara bir baba gibi olabilmek, her dertleri ile ilgilenmek, eksik yanlarını, moralleri bozuk olduğu zamanları, yorgun olduğu anları görebilmek, anlayabilmek de bir taktik becerisidir.

Peki Catenaccio taktiğini sadece Herrera mı kullandı? Daha sonrasında kullananlar başarılı olamadı mı? Oldu. Örnekleri çok ama en önemlileri Otto Rehhagel'in Yunanistan ile 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı kazanması, Trapattoni'nin Portekiz ligini Benfica ile kazanması, Marceloa Lippi ile 2006 Dünya Kupası'nı İtalya'nın kazanması, 2010 Barcelona - Inter Şampiyonlar Ligi yarı final ikinci maçında Thiago Motta'nın kırmızı kart görmesine rağmen Jose Mourinho'nun Inter'i Barça'yı ilk maçta evinde 3-1 yenip, ikinci maçta Nou Camp'ta 1-0 yenilmesine rağmen elemesi. Bunların en önemli örnekleri olarak verilebilir.

Peki bu taktik ile başarılı olan teknik direktörlerden kaçı hala başarılı olabiliyor? Porto, Inter gibi Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu'nu uzun yıllar sonra tekrar kazanabilen sadece Jose Mourinho. Çünkü kendisinde taktik dehası dışında motivasyon becerisi de mevcut. Ayrıca birçok taktiği karıştırması ile ne kadar üretken biri olduğu açıkça gözüküyor. Bir motivasyon örneği; Jose Inter'de teknik direktör iken Sneijder'i beş günlüğüne sorgusuz sualsiz ülkesine dinlenmesi için gönderen ve geri döndüğünde ilk onbire direkt alarak oynatan Jose, Sneijder'i Inter'de müthiş bir futbolcu haline getirmiştir. Şampiyonlar Ligi'nde Catenaccio taktiğine Mixed Zone taktiğini de maçın önemli alanlarında ekleyen Mourinho Sneijder'in geriye gelerek top almasını ve oyun kurmasını istemiştir. Konumuz dışında mixed zone taktiği ayrıca incelenmesi gereken bir taktik.

Mixed Zone Taktiği


Catenaccio taktiğini Fatih Terim'in kendisinde bulunan motivasyon yöntemleri ile uyguladığını düşününce Santiago Bernabeu'dan  galibiyet ile bile dönebileceğini düşünüyorum. Bahsettiğimiz gibi Catenaccio taktiğinde ileride kuvvetli ve uzun bir forvet ( Drogba ) ve iyi bir oyun kurucu ile ( Sneijder ) kullandığınız zaman geride bulunan zincir beşlisi defans zaten zor geçilir. Zaten Drogba Jose ile Chelsea'de beraber çalışırken ve Sneijder Jose ile yine Inter'de çalışırken Catenaccio taktiğini çok iyi uygulamışlar ve bu konuda tecrübeliler. İmparator için uygulaması çok daha kolay olabilir.

Belki Galatasaray göze gelen hoş bir futbol oynamamış olacak ama Real Madrid karşısında kimin umurunda? Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonu olduğunda rezil bir futbol ile şampiyon olduğunu veya Barcelona yarı finalde evinde Inter'e karşı uzay futbolunu oynamaya devam ederken, Inter'in ecel terleri döktüğünü ama Barça'yı eleyip finale kaldığını kaçımız hatırlıyor? Hagi'nin UEFA finalinde kırmızı kart gördükten sonra Terim'in Catenaccio taktiğine dönmek zorunda kaldığını kaçımız biliyor? 10 kişi kaldılar ama gol yemediler. Helal olsun diyebildik. Gelen UEFA Kupası unutulmadı ama. Hatırlanan tek şey ve gerçek olan, kazanılan kupalardır. Catenaccio taktiğini iyi bilen, futbolculuk yıllarında libero oynamış Fatih Terim bu taktik ile Madrid deplasmanında uygun futbolcuları ile bir sürpriz yapabilir diye düşünüyorum.

Bir teknik direktör iyi bir taktik anlayışı, sağlam bir motivasyon becerisi ile çok büyük başarılar ve büyük kupalar getirebilir.

Helenio Herrera'nın dediği gibi "Futbolda önemli olan hem maç hem de para kazanmaktır"


DEVAMI

Fake Salih Uçan vs Fake Cristiano Ronaldo

Yazan: YNWA8 15 Mart 2013 Cuma 0 yorum

Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final eşleşmelerinin sonuçlanmasının hemen arkasından 1992 doğumlu Okan Alkan bir tweet attı ve sildi. İşte o tweet.


 Burak Yılmaz'ı kısaca anlatmak gerekirse UEFA 19 Yaş Altı Şampiyonası'nda final oynamış (Şu anda 27 yaşında ve abin yaşında birisi senin yaşındayken final oynamış. ) 2011-2012 yılın forvet oyuncusu, Süper Lig gol kralı, Şampiyonlar Ligi grup aşamasının en iyi oyuncusu seçilmiş bir futbolcu. Galatasaray'ın grupta ve Schalke karşısındaki her iki maçta birer gol olmak üzere toplam 8 gol atmış ve Cristiano Ronaldo ile gol krallığı liderliğini paylaşan bir futbolcu. Ayrıca gruplardaki maçlarda Sneijder, Drogba da yoktu Burak bu golleri atarken. Ama Ronaldo'nun yanında Mesut Özil, Kaka, Modric, Benzema ve birçok önemli yıldız yer alıyordu. Manchester United efsanesi Eric Cantona bile kendisini onda gördüğünü, yakalarını kendisi gibi kaldırdığını ve Burak'ın özgüveninin çok iyi olduğunu söyledi.

 Peki bunu söyleme cesareti bulan Okan Alkan kim? Bir zamanlar Fenerbahçe'de forma giyen ama büyük yetenek Salih Uçan'ın Bucaspor'dan transfer edilmesi için 1.550.000 € + kendisinin bonservisi önerilmiş bir futbolcudur. Bu teklifde kabul edilmiş ve Salih Fenerbahçe'ye gelmiştir. Yani Salih Uçan vs Fake Salih Uçan diyebilir miyiz o zaman?

Futbolcu takası içerisinde ismin geçiyorsa asıl fake olan kişi sensindir Okan.

Ayrıca taraftar Twitter'da futbolcusuna küfür ve hakaret ederken insanlar kızıyorken, kendi meslektaşına, abisine saygı duymadan hakaret edebilen bir futbolcunun bulunduğu bir ortamda taraftarın yazdıklarını daha hafife almalıyız.
DEVAMI

Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi Çeyrek Final Eşleşmeleri

Yazan: YNWA8 0 yorum

Galatasaray yine maziyi hatırlattı bize kura çekimi sonrasında. Zor ama imkansız değil.

3 Nisan ve 9 Nisan Galatasaray'ın maç günleri.


Fenerbahçe Lazio ile eşleşti. Kadıköy'de bu sefer seyircisi ile buluşacak Fenerbahçe. Lazio'nun rövanş maçında cezası nedeniyle seyircisiz bir rövanş maçı oynayacak Fenerbahçe.

4 Nisan ve 11 Nisan Fenerbahçe'nin maç günleri.

Galatasaray ile sevinip ertesi gün de sevincimizi Fenerbahçe ile ikiye katlarız umarım.
DEVAMI

Çeyrek Final Galatasaray Anket Sonuçları

Yazan: YNWA8 14 Mart 2013 Perşembe 0 yorum
Galatasaray'ı hangi takımın taraftarı ne kadar çok istiyor? İşte anket sonuçları.

PSG taraftarının ilk tercihi %41 ile Malaga veya Galatasaray.


Juventus taraftarının tercihi % 43.6 ile Malaga. 2. sırada PSG, 3. sırada Galatasaray.


Barcelona taraftarı % 36 ile ezeli rakibi, düşmanı Real Madrid'i, ikinci sırada Galatasaray'ı istiyor.

 
Real Madrid taraftarı da % 34.8 ile ilk önce Galatasaray'ı, % 22.6 ile ikinci tercihi Barcelona'yı istiyor.
DEVAMI

İyi Bir Galatasaray Taraftarını Engelleyemezsiniz

Yazan: YNWA8 0 yorum

Eşsiz yorumları ile dikkat çeken sitelerden biri olan offside.com  burada yaptığı haberde Galatasaray taraftarının Veltins Arena stadına girebilmek için maçtan bir gün önce elleriyle tünel kazmaya çalıştığını yazmış. Bu başarısız ama etkileyici eylem için ise ünlü Shawshank Redemption ( Esaretin Bedeli ) filmine benzetme yapılmış. Sitenin son kelimeleri ise çok etkileyici;

Çıplak elle tünel kazmaya çalışmak...
Bunu yapanlar... Yılın taraftarı...
DEVAMI

Wembley Demişti Sneijder, Uyarmıştı Wenger, Aslan Durmaz Çeyrek Finale Gider

Yazan: YNWA8 13 Mart 2013 Çarşamba 0 yorum

Ne diyebilirim ki. Türk Telekom Arena'da Schalke'nin döktürdüğü bir maç izlemiştik 1-1 biten. Hatta Galatasaray ucuz kurtuldu demişlerdi. Tur için kimse umutlu bakmıyordu ama Arsenal teknik direktörü Arsene Wenger 2000 yılı UEFA Kupası finalinde karşılaştığı Fatih Terim için açıkça karşı tarafa uyarı da bulunmuştu "Fatih Terim'i tanıyorsam Veltins Arena'da bir numarası olacaktır."

Drobga'ya kornerde bariz bir şekilde faul yapılan ama hakemin göremediği bu faul sırasında boşta kalan topa sert vuran Neustadter, Galatasaray takımını ve taraftarını bir anda ter içinde bırakmıştı. Herkes eyvah derken imparator kameralara gol sonrası gelen görüntüde sadece ofluyordu. İşler sadece biraz zora bindi dercesine. Ama o çoktan hamlesini yapmıştı. Haftalardır direkleri döven ve hatta sosyal medyada "Seviyorsan git söyle" lafını"Atamıyorsan git otur bence" diye değiştirdikleri Hamit bu sefer faul sonrası bir pozisyonda topu alır almaz kaleyi cepheden gördüğü bir pozisyonda uzaktan müthiş bir vuruş ile yine direğe çarpan top sonrası ağlarla buluşturdu. Kimsenin beklemediği bir anda müthiş bir gol attı Hamit ve iki taraf içinde maçı bir anda sıfırladı. Herşey artık eşitti.

İlkyarı bu şekilde bitsin, Schalke çok bastırıyor derken Şampiyonlar Ligi'nde üst üste gol atma rekorunu kendi üstüne almak isteyen Burak Yılmaz müthiş bir uzun top sonrası deparını tamamlayarak kaleci Hildebrand'ın tam önünde topa son anda dokunarak topu ağlar ile buluşturdu ve ilkyarı bitmeden 3 dakika önce Schalke'ye "Şimdi onlar düşünsün" mesajını gönderdi. Tur beş dakika içerisinde Galatasaray'ımızın bulduğu iki gol ile lehimize döndü. 

İlk yarı da Drogba'nın sakatlığı gerçekten korkutmuştu beni. Ama fiziksel olarak en üst seviyede olmadığı için olan sakatlıklarından biriydi bu sadece. İkinci yarı başladığında Schalke çok bastırıyordu ama sebebi Galatasaray top ile çıkarken bariz hatalar yaptı. Çoğu hata da Sneijder'in pas hatalarından kaynaklandı. Bu baskılardan birinde yine çok anlamsız bir gol yendi. Muslera'nın maç boyunca tek hatası bu topu alamaması oldu. Alamayacağı bir topda olabilirdi ama sonuçta Bastos'un golü geldi. 2-2 olmuştu skor ama tur atlayan taraf yine de bizdik bu skor ile. Schalke'ye bir gol daha gerekiyordu tur için. Bu baskıyı birazcık durdurmak isteyen Terim, çok akıllı bir hamle yaparak Sneijder'in yerine oyuna Amrabat'ı aldı ve ayağında top tutan bir futbolcu ile Schalke'nin oyununu birazcık da olsa yavaşlattı. Yavaşlatmasa Semih'i bu maç kaybedebilirdik. Omuz omuza ikili mücadele sırasında koşarken yere düşen Semih'in kafasına, rakip futbolcunun koşarken kramponun çivisi sert bir şekilde isabet etti ama aslanlar gibi yine de kalkıp koşmaya çalıştı ve pozisyonu engellemek istedi. Sonrasında tekrar yere yığıldı. Bu pozisyon bile takım ruhunun, tur inancının ne pahasına olursa olsun bu maçı bize alacağını gösteriyordu. Semih kalkamadığı pozisyon sonrası sedye ile sahayı terketmek durumunda kaldı. Yerine Gökhan Zan oyuna girdi. Semih'in durumunun iyi olduğunu söylediler. Birazcık başı ağrıyormuş sadece. Çok geçmiş olsun Semih Kaya!

Tur için değil Schalke'yi yenmeye geldik dercesine bir mücadele içindeydi aslanlar! Nitekim Schalke bastırmaya, Muslera topları çıkarmaya devam etti. Artık normal süre dolmuş, sadece +5 dakika uzatma oynanacaktı. Ben uzatma dakikalarında sadece Burak Yılmaz - Umut Bulut değişikliğine üzüldüm. Çünkü Umut'un +5 tam dolarken bulduğu golü Burak atsa Şampiyonlar Ligi Gol Krallığı'nda 9 gol ile birinci sıraya yükselecekti. Yani Burak Yılmaz 9, Cristiano Ronaldo 8, Lionel Messi 7 olacaktı.


Ama Umut Bulut'un golü, çoktan sevinmeye başlayan Galatasaray taraftarına bir galibiyet armağanı oldu. Golü kimin attığı önemli değildi. Evet turu beraberlikle değil, galibiyet ile geçmek istedi Galatasaray ve Schalke'nin tüm hakları ile yüklendiği bir pozisyonda Umut, Hildebrand'ı geçerek topu ağlar ile buluşturdu ve "Galatasaray bir kez daha çeyrek finalde!" sesleri ile tüm Türkiye'yi sokaklara döktü.

Dün gece sahada görünmeyen kahramanlar Taffarel, Hasan Şaş, Ümit Davala, Sabri Sarıoğlu ve daha kulübede oturan niceleri sahada değil ama kenarda yürekleriyle, kalp atışlarıyla en az sahadaki 11 aslan gibi yerlerinde heyecan ile oynadılar. Şampiyonlar Ligi'nde bu sene yenilgi yüzü görmeyen Schalke'yi yenen, gruplarda ilk iki maçını kaybedip buna rağmen gruptan çıkan ve Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıkan ilk takım olarak yine bir ilki yaşattılar.

15 Mart da çekilecek olan kuraları bekliyoruz artık. Bu kahramanların hepsine teker teker, tek bir bütün olarak da teşekkürler GALATASARAY!



DEVAMI