Messi Gol Yemeyen Japon Robot Kaleciye Karşı

Yazan: YNWA8 8 Nisan 2013 Pazartesi 0 yorum


Japonların yine yaptığı bir oyun olan robot kaleci dünyaca ünlü oyuncu Lionel Messi'nin de katılımıyla iyice tanınmış oldu. Robotun üzerindeki kamera, penaltıyı atanın göz hareketlerinin bileşimlerinden ve vücudun duruşundan penaltıyı nereye atacağını tahmin ederek yapılmış. Messi bayağı zorlandı.

Sonucu videoda izleyin.


DEVAMI

Cezasahası içinde... Dirk Kuyt'un verdiği pası alır almaz etrafında biten rakip futbolcular... Vurması lazım ama nasıl... Zeka ve tekniğin, özgüven ile genç yaşta birleştiğini gördüğümüz bir an bu. Ligimizde az gördüğümüz gollerden birtanesi. Golü atan Türk! Evet. Bizden biri. Yıllardır bu tarz golleri ya yabancı liglerde ya da ülkemize gelen yabancı futbolculardan görürdük. O zamanda 'Ya işte bu ligi bu yüzden seviyoruz' veya 'İşte yabancıların kalitesi' derdik. Hiç mi hiç alakası yok!

Genç yetenek Salih Uçan bize bunu Orduspor deplasmanında attığı bu muhteşem gol ile gösterdi. Oyunu okuyuşu, nerede duracağını bilmesi, ileri ve geri yardım etmesi, kaleyi gördüğü zaman net bir gol vuruşu için yapması gerektiğini bilen bir futbolcu Salih. Fenerbahçe ne kadar da iyi bir transfer yaptığını birkez daha gösterdi.

Bu gol bildiğimiz gollerden biri değil. Çok derin anlamlar içeriyor. Herşeyden önce cezasahası dışından çok aşırtma vuruş görmüşüzdür. Bu pozisyonda Salih hem ceza sahası içinde, hemde etrafında futbolcular var. Durum böyle olunca da kaleci hiç beklemediği bir gol yedi. Belki de kaleci bile Salih'i o anda, tecrübesiz, genç, aklı o kadar çalışmaz diye düşünerek rahat hareket ettiği için bu golü yedi. Takip etti ama, maksat topun arkasından takip etme olsun. Bakakalmaktan iyidir dedi.

Müthiş bir gol müthiş. Başka hiçbirşey söylenemez. Elimizden kaçan Türk yetenekleri gördükçe insan üzülüyor. Salih gibi yetenekler Türkiye'de altyapılarımızda ve Türkiye dışındaki diğer ülkelerde fazlasıyla mevcut. Ama yeterli gözlemci ve araştırma ekiplerimiz yok.

Bu golün altyapı sorumlularından yöneticilere kadar hepsine çok güzel şeyler ifade ettiği apaçık ortada. Ama bunu gösterecek olanda yine bizim yeteneklerimiz. Özgüveni olup da bu vuruşu yapıp, gerçek anlamda aradığınız futbolcuları uzakta aramayın mesajı veren bir gol.

Bu golden daha çok anlam çıkar. Milli takım, Dünya Kupası Eleme Grupları'ndaki durumu ile kan ağlarken diğer ülkeler oyuncularımızı kapıyorlar. Başka Salih Uçan'ları Türkiye forması dışında başka milli formalar ile görmek istemiyorsak iyi gözlemlemeye ve kulüplerimizde Aykut Hoca gibi onlara güvenmemiz gerekiyor sadece. Bu yolda doğru ilerleyen bir takım Fenerbahçe...

Aynen devam Fenerbahçe. Tebrikler Salih.

Yıldızın parlamaya devam etsin.


DEVAMI

Galatasaray 3-1 Mersin İ.Y Taht Oyunlarına Didier Drogba İzin Vermedi

Yazan: YNWA8 7 Nisan 2013 Pazar 0 yorum

Şampiyonlar Ligi'nde alınan 3-0'lık Real Madrid yenilgisinden sonra moral ve yorgunluk açısından kötü durumda olan Galatasaray bu maçı normal şekilde kaybetseydi pek birşey söylenmezdi. Ama bu maçta bazı oyunlar döndü sahada. Danny'nin gole giden adamı düşürmesinde gösterilen kırmızı kart birkez çok ağır bir karardı. Sarı kart olması gereken bir pozisyondu. Bunun üzerinde fazla durmayacağım. Hakemin kararı sonuçta. Ama yanlış bir karar.

İlk yarıyı 0-1 Mersin üstünlüğü ile kapatan Galatasaray, ikinci yarıda maçı çevirmek için çok uğraştı. İlk yarıda Burak Yılmaz'ın bir kafa vuruşu ve bir serbest vuruştan kullandığı top direkten döndü ve bu iki direkten dönen toptan sonra Burak bugün gol atamayacağını düşünmeye başladı. Sahne Drogba'ya kalmıştı.

Drogba haklı bir penaltı kazandı ve Felipe Melo bunu gole çevirdi. Daha sonra durumu 2-1'e getiren gol gerçekten çok enteresandı. Sabri'nin Drogba'ya şutvari pasında Drogba'nın topu kontrol edememesi, daha doğrusu edemeyeceği belli olmuşken kalecinin hatası sonucu Drogba'da gol sevincini yaşamaya başladı Skoru 3-1 yaptığı goldeki kafa vuruşu ve gol sevinci Drogba'nın bize ne kadar da Drogba olması gerektiğini birkez daha hatırlattı.

Drogba'yı Real Madrid rövanş maçında da aynı istek ve arzu ile görürürüz umarım.

Son söz; Fatih Terim'i, takım yenik durumda olduğu her maçta tribüne göndermeye devam ederse hakemler, Fatih Terim o maçı çok daha rahat çevirir. Bunu bu sene ligde ikinci defa görüyoruz. Orduspor karşısında 0-2 yenik durumdan 4-2 kazanılan maç ile beraber bu maç.

Taht oyunlarına hakemler kafalarına göre devam ediyor. Yeni bölümde ne sürprizler bekliyor göreceğiz.


DEVAMI

Premier Ligde "Atak Verimliliği" ve "Defans Verimliliği" En Yüksek Takımı Hangisi?

Yazan: YNWA8 6 Nisan 2013 Cumartesi 0 yorum

Premier ligde 2012-2013 sezonunda şu ana kadar ataklarını en iyi sonuçlandıran ve savunmayı en iyi yapan takımların gol ile sonuçlanmasına göre istatistiki sonuçlarını yayınlamışlar.


Atakların gol ile sonuçlanmasına göre yukarıdaki tabloya göre lider Manchester United boşuna lider olmadığını bu istatistiki tablo ile yine göstermiş. Reading bu tabloda şaşırtan tek şey oluyor.

Defansın gol yeme durumuna görede yapılan tabloda yine liderliği kaptırmamış lider. WBA liderin arkasında.
DEVAMI

Barcelona 2013-2014 Yılı Resmi Forması Bu Olmasın!

Yazan: YNWA8 0 yorum

Barça'nın 2013-2014 resmi formasının burada yapılan habere göre buna benzer birşey olması bekleniyormuş. Beklenmemesi için dua ediyoruz. Yoksa Barcelona yeni bir akımın daha öncüsü olacak gibi gözüküyor. Diğer takımların formaları da böyle olursa artık söylenecek fazla bir söz kalmayacak.




DEVAMI

İlk bölümü izlemediyseniz tıklayın. Bu defa kesilmemiş sahnelerin yayınlandığı ve Manchester'ın efsane ikilisinin direk ve adam vurma yarışmasında gözleri yine kapalı. Ama bu yine onları durdurmaya yetmiyor.


DEVAMI
Bir futbol karşılaşmasında dünyanın en uzun bayrağını Nacional takımı Toluca maçında açtı. 600 X 50 uzunluğunda ve bir stadın 2/3 uzunluğunu kaplayacak şekilde tasarlandı. Rekor artık onların.





DEVAMI

Kelebek Etkisi : Lösemi Hastası Miquel'in Hayali, Messi'nin Sakatlığı, Xavi'nin İlk Penaltısı

Yazan: YNWA8 4 Nisan 2013 Perşembe 0 yorum

PSG maçında Messi'nin sakatlığına üzülmüştüm. Ancak bu gol sevincinin anlamını öğrendikten sonra Messi'nin sakatlanmasında bile bir neden olduğu açıkça belliydi. Xavi'nin kanserle mücadele eden Miquel'e golü armağan etmesi...

Miquel üç yaşından beri lösemi hastası. Şimdi on yaşında olan bu talihsiz çocuk, Dünya Kanser Günü'nde bir radyo programına bağlandı. Üç yaşından beri tek hayalinin Xavi ile tanışmak olduğunu söyledi. Programı dinleyen Xavi, Miquel'i hastanede ziyaret edip imzalı bir formasıyla beraber iki tane de söz verdi.

1 - İyileştiği zaman Barcelona idmanına çağıracaktı.

2 - Şampiyonlar Ligi'nde Milan'a karşı gol atarsa resimdeki gibi başını okşayıp, gol sevincini armağan edecekti. 

Xavi Milan karşısında gol bulamadı ama PSG karşısında 89. dakikada penaltıdan attığı gol ile durumu 2-1 yapıp, söz verdiği gol sevincini lösemi hastası Miquel'e armağan etti.

Büyük futbolcu, büyük karakter. Her zaman ikisini bir arada göremezsiniz.

Xavi'nin attığı bu penaltı golü aynı zamanda 15 yılı aşkın süredir devam eden Barcelona forması altındaki mücadelesinde attığı ilk penaltı golü.

Kelebek etkisi diyebilir miyiz? Miquel kanser olmasa Dünya Kanser Günü'nde radyoda isteğini dile getiremeyecekti. Xavi bu çocuğun hayalini gerçekleştiremeyecekti. Messi sakatlanmasa, Xavi Barcelona forması altındaki ilk penaltı golünü atamayacaktı. Messi sakatlandı ve penaltıda topun başına Xavi geçti. Ekran karşısındaki Miquel, Xavi'nin gol sevinci ile hiç bulamadığı morali buldu.

Şimdi harika bir moral kazanan Miquel için tek birşey kalıyor. Bir an önce iyileşip Barcelona idmanına gelip Xavi ile kucaklaşmak.
DEVAMI

Messi ve Cristiano Ronaldo diyenler bence Ronaldinho'nun bu maçta attığı akıl dolu golü gördükten sonra ne diyecekler acaba. Diyecek kelime bulamıyorum. En iyisi o.


DEVAMI

Liverpool Brendan Rodgers Yönetiminde 80'lerden Beri En İyi Atak Futbolunu Oynuyor

Yazan: YNWA8 3 Nisan 2013 Çarşamba 0 yorum

Liverpool'un efsane golcülerinden John Aldridge Liverpool'un, teknik direktör Brendan Rodgers yönetiminde şu anda 1980'lerden beri en iyi atak futbolunu oynadığını söyledi.

"Bu takım iyi demek değil ama, paslı oyun yapısı, oyun içindeki yer değişimler ve atak futbolu oynamaya yönelik taktikler oyunu izlemeyi keyifli hale getiriyor. Ligde daha iyi yerlere gelebiliriz.

1980'lerdeki Liverpool tarihinin en iyisiydi. Sadece atak futbolu anlamında değil. Aynı zamanda yedek kulübesinden sahadaki tüm futbolculara kadar, kendi pozisyonunda oynayan her futbolcu çok güçlüydü."

Şimdiki Liverpool 80'lerdeki Liverpool'un oyun anlayışını yansıtabilir mi? Coutinho 10 numaralı forması ile Liverpool'u sırtlamaya devam edecek mi? Suarez durdurulamayacak mı her maç? Gerrard 32 yaşında olmasına rağmen yapılan testlerde kariyerindeki en sağlıklı dönemini geçirip asist krallığını koruyacak mı?

Hepsini Brendan Rodgers'a olan destek devam ederse çok ama çok yakında göreceğiz.




DEVAMI