şampiyonlar ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şampiyonlar ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Franck Ribery Taraftarlar ile Messi'nin Fotoğrafını Çekti

Yazan: YNWA8 28 Nisan 2013 Pazar 0 yorum


Şampiyonlar Ligi yarı finali ilk maçında Allianz Arena'da Bayern Munich Barcelona'yı 4-0 yenmesine rağmen Bayern taraftarı maçtan sonra Messi ile fotoğraf çektirmek için adeta yarışıyordu. Birkaç taraftar Messi ile fotoğraf çektirmek için telefonu kime verdiler dersiniz. Bayern oyuncusu Franck Ribery'e.

- Leo : Franck sana zahmet çeker misin?
- Franck: Çekerim tabi. 4'e kadar sayıyorum.
- Leo : Skoru hatırlatmasan olmaz zaten.
- Franck : Çekiyorum. Aaa... Mesajlara geçti.


DEVAMI

Borussia Dortmund 4-1 Real Madrid : Lew4ndowsk1 Hakkında Bilinmeyenler

Yazan: YNWA8 25 Nisan 2013 Perşembe 0 yorum


Dortmund'un beyni olarak nitelendirilen Mario Götze'nin önümüzdeki sezon Bayern Munich ile kesin anlaştığının duyurulmasının ardından taraftar ikiye bölündü. Hem de Madrid maçı öncesinde. Bazıları Götze'ye "Teşekkürler" pankartı açarken bazıları "Götze Dışarı" pankartı açtılar. Ama biri vardı ki Götze'yi çoktan unutturacak bir performans sundu Madrid karşısında. Hemde gollerin hepsinde adı olan biri. Robert Lewandowski.


  • Lewandowski 1960 yılından beri efsane futbolcu Ferenc Puskas'dan beri Şampiyonlar Ligi'nde yarı-final veya finalinde 4 gol atan ilk futbolcu. Hemde Real Madrid'e. Puskas ayrıca bir Madrid efsanesi belirtelim. 
  • Attığı 4 gol sonrası bu sene Şampiyonlar Ligi'nde 11 gol ile gol krallığında birinci sırada olan Cristiano Ronaldo'nun hemen arkasında ikinci sıraya yerleşti.
  • Polonya'da oynadığı kulüp olan Lech Poznan'dan 2010 yılında ayrılmak isteyip, İngiltere'nin köklü kulüplerinden olan Blackburn Rovers'a transfer olmak istedi. Ama İzlanda'daki volkanik patlama sebebiyle tüm uçuşlar iptal oldu ve transferi gerçekleşemedi. Devreye giren Dortmund, kendisine hemen imzayı attırdı. 
  • 2011/2012 sezonunda Klaas-Jan Huntelaar ve Mario Gomez'in arkasında gol krallığını 22 gol ile üçüncü sırada tamamlamıştı. Bu sezon, 23 gol ile gol krallığında birinci sırada. 
  • Takım arkadaşı Götze'nin Bundesliga şampiyonu Bayern Munich ile anlaşmasının duyurulmasının ardından, kendisinin de Bayern ile anlaştığı söyleniyor. Henüz bir resmi duyuru yapılmamasının sebebi Götze'nin ve Lewandowski'nin aynı anda gidişinin taraftarı küplere bindirmemesi adınadır mutlaka.
  • 2008'de "Yılın Polonyalı Yükseleni" ve 2011'de "Yılın Polonyalı Futbolcusu" ödüllerini kazandı. Real Madrid'de muhtemelen kendisine 2012 "Yılın Polonyalı Kabusu" ödülünü verecektir.
  • 53 kez giydiği Polonya Milli Takımı forması altında Euro 2012'de Yunanistan'a karşı açılış karşılaşmasında turnuvanın ilk golünü kaydetmişti. Maç 1-1 tamamlanmıştı.
  • Babası judo şampiyonu ve Polonya'da ikinci ligde forma giydi. Lewandowski'nin nişanlısı, 2009 Karate Dünya Kupası'nda bronz madalya sahibi.
  • Henüz 24 yaşında.
  • Birasını asla ama asla kimseyle paylaşmaz.


Bu sene büyük kulüplerin transfer listesinde Falcao'dan sonra ikinci sıraya yerleşecek kişi muhtemelen Lewandowski olacaktır. Cristiano Ronaldo durum 1-1 iken, 15 dakika içerisinde Lewandowski'den yedikleri  üç golü düşünürken gerçekten de içi eriyor gibiydi. Rövanşa kadar etkisinden kurtulmasını diliyoruz.

Ne zaman 4-1 oldu?



DEVAMI

Bayern Munich'in Katalanları 4 Gol İle Barça'lamasının Sırrı

Yazan: YNWA8 24 Nisan 2013 Çarşamba 0 yorum


Bayern Munich Allianz Arena'da taraftarına müthiş bir gece yaşatırken, bizlere de olması imkansız bir skoru Şampiyonlar Ligi yarı finalinde, hemde Barcelona gibi bir takım karşısında sundu. Peki bu bildiğimiz Barcelona değil miydi? Aynı Barcelona'ydı. Ama Barcelona'nın eski teknik direktörü Pep Guardiola'nın Barcelona'nın bazı açıklarını Bayern Munich ( bu yaz Pep'in yeni takımı olacak ) ile paylaştığını düşünmekteyim.

OptaJoe'nun maç ile ilgili paylaştığı istatistiklerden başarılı pas oranlarına bakalım.


Bayern'in 174 toplam pas içinde 140 tanesini isabetli olarak kullanmış. İlkyarı da pas oranı yüksek olan Bayern'in ikinci yarı da gördüğünüz gibi uzun boylarının avantajını kullandığı bir maça çevirmişler. Sağ tarafa oynadıkları ikinci yarı pek bir pas trafiği olmamış.


Barcelona'nın her iki kaleye de maç boyunca 318 toplam pas içinde 289 tanesini isabetli olarak kullandığını görebilirsiniz. Neredeyse Bayern'in iki katı bir oran ama Bayern havadan da yerden de hep direk paslar ile oynadı. 8 hava topunun 7 tanesini kazandılar. Barcelona hiç kazanamadı. Bayern'in Barcelona gibi teknik ve hızlı oyunculardan kurulu olmasına bir artı daha koyarsak o da uzun boylu oyuncularının da bulunması diyebiliriz.

Camp Nou'da farklı bir senaryo beklemiyorum. Barça, Milan'a yaptığını bu sefer Bayern'e yapamaz. Çünkü Barça havadan Bayern'i durduramaz. Yerden de zaten sadece Bayern'in sol kanadını durdurabildiler. İstatistikler öyle söylüyor. 13 sol kanat girişiminin 9'unu başarılı ile durdurmuşlar. Ama çok sevdiğim Lahm ve Robben aynı kanat da oynadığı zaman kimse kolay kolay durduramaz. Bunu da bu akşam gördük. ( Robben şahsi oynadığı zaman kendisinden nefret ediyorum, onu söylemeliyim. )

Bu maç hakkında fazla detaya girilmesine gerek yok. Messi, Iniesta, Xavi hepsi oynadılar. Sakatlık, hastalık vb. şeyler Şampiyonlar Ligi'nde böyle bir konumdayken,  "Uzay futbolu oynayan" bir takım 4 tane golü bir maçta yiyerek bahane bulamaz. Bulurlarsa da Alman panzeri tarafından geldikleri yere, uzaya geri gönderilirler.
DEVAMI

Corinthians, Dünyanın En Değerli 20 Takımı İçinde Avrupalı Olmayan Tek Futbol Kulübü

Yazan: YNWA8 18 Nisan 2013 Perşembe 0 yorum

Forbes'in "Dünyanın En Değerli 20 Kulübü" listesinde Real Madrid birinci sırayı alırken, bu listede Avrupa'daki takımlar dışında bir tek $358 milyon değeri ile 16. sırada bulunan Brezilya kulübü, tam adıyla Sport Club Corinthians Paulista bulunuyor.

1910'da kurulan Corinthians, geçen sene Latin Amerika'nın Şampiyonlar Ligi olarak bilinen Copa Libertadores'i tarihinde ilk defa müzelerine götürdüler. Bu büyük başarıdan sonra 2012 FIFA Dünya Kulüpler Kupası'nı Avrupa'nın en değerli yedinci takımı olan süpergüç Chelsea'yi yenerek müzelerine götürdüler.

Corinthians'ın Forbes'in listesinde bulunan en değerli 20 kulüpten bazı farkları var. Bu 20 kulübün hepsinin başında milyarder olan zengin birer başkanı bulunurken, Corinthians'ın zengin bir başkanı bulunmuyor. Real Madrid'in Fiorentino Perez'i, Manchester United'ın Glazer Ailesi var.

Dünyada 1426 tane milyarder var. ( Listeden ayrı Latin Amerikalı milyarderler için burayı tıklayın ) Bunlardan 60 tanesi dünyadaki bazı futbol kulüplerinin başında yer alıyor. 46 tane Brezilyalı milyarder bulunuyorken, hiçbiri Corinthians ile temasa geçmedi. En azından yasal yollardan temasa geçilmediği kesin.

Yine diğer 20 kulüpten bir fark, Corinthians'ın kendine ait bir stadyumu yok. 2014 Dünya Kupası için Corinthians, $400 milyon değerinde 48,000 kapasiteli bir stadyum inşaa edeceği söyleniyor.

Listeyi oluşturan ilk 10 takımın dünyanın dört bir yanında taraftarları bulunuyor. Corinthians'ın Brezilya dışında çok büyük bir taraftar kitlesi bulunmuyor. Fluminense Futbol Kulübü başkanı Peter Siemsen " Corinthians'ı Brezilya dışında kimse tanımıyor. Ama Ronaldo Afrika'ya, Avustralya'ya, Asya'ya gitse herkes tanır ". Corinthians bunu geliştirmek için büyük çaba sarfediyor. Öncelikle, bu sene Kaliforniya'da bir futbol akademisi açtılar ve Arjantin'de bulunan bir kulüp ile de ortaklığı bulunuyor. Chen Zhi Zhao ( Zizao ) adında bir Çinli futbolcuyu transfer ettiler. Brezilya ligi için alakasız görünebilir ama yapılan hamle aslında çok akıllıca.  Transfer sonrası Zizao Çin Milli Takımı'na da çağırıldı. Üstelik Corinthians'da bir seneden uzun süredir bulunan bir futbolcu ama 5 resmi maçtan daha fazla görev alamadı. Zaten amaç, Çin'deki taraftar sayısını ve futbol ilgisini kendilerine çekmekti ve bunda başarılı da oldular.

2011 yılında kulüp, Brezilya'da bir futbol kulübüne bağlı ilk televizyon kanalı olan Corinthians TV'yi açtılar. Aynı yıl, Rio De Janeiro'da düzenlenen Ultimate Fighting Championship'de Brezilyalı karışık dövüş sanatçısı Anderson Silva'ya sponsor oldular. Bundan hemen sonra Corinthians, Latin Amerika'nın en büyük bankası olarak bilinen Caixa Economica Federal ile yıllık $14 milyon karşılığı formasına reklamını aldı. Diğer ana sponsoru da Nike oldu.

Bunların hepsi takım 2008 yılında ikinci lige düştüğünde başladı diye düşünülüyor. Takımın daha profesyonel olarak hareket etmesi gerektiğini karar verilmiş bu düşüşten sonra. Bir kısımda başkan Andrez Sanchez'in takıma getirdiği Ronaldo, Roberto Carlos gibi yıldızları sayesinde kupaların kazanılmasıyla başlanan zaferler ile bugünlere gelindiği söyleniyor.

Ezeli rakibi Fluminense Futbol Kulübü'nin başkanı Peter Siemsen " Corinthians'ın gücü taraftarlarından geliyor. Corinthians'ın diğer Brezilya kulüplerinden fazla kupası olmayabilir ama, hepsinden daha fazla taraftarı olduğu kesin. " Brezilya'da 35 milyon Corinthians'lı olduğu biliniyor.

Geçen Aralık'da Japonya'da 73,000 kişilik Yokohama Stadyumu'nda 30,000 Brezilyalı taraftar Corinthians'ın Chelsea'yi yendiğini görmek için yerini almış bulunuyordu. 10,000'in üzerinde taraftar ise Sao Paulo Havaalanı'nda takımlarının Chelsea ile FIFA Dünya Kulüpler Kupası Finali'nde karşılaşacağı Japonya'ya uçmasından önce tezahüratlar ile uğurladılar. Resim zaten herşeyi anlatıyor.


Danışmanlık firması olan BDO, 119 ülkede Forbes gibi gerçekleştirdiği finansal araştırmada Corinthians'ın değerinin $500 milyon olduğunu belirtiyor. Eğer bu doğruysa o zaman kendileri 4 basamak daha atlayıp 12. sırada yerlerini almaları gerekiyor. Bunun şu anda pek bir önemi yok. Real Madrid gibi sadece ülke çapında değil, dünya çapında tanınmak için yaptığı hamleler ile Corinthians fazlasıyla övgüyü hakediyor. Taraftarları için fazla bir söze gerek yok. Kendilerini Corinthians İçin Yaşayanlar olarak tanımlıyorlar. Onlarda bu başarıları yaşarken fazlasıyla hakediyorlar.
DEVAMI

Şampiyonlar Ligi - Finansal Fair Play : Bayern Munich, Barcelona, Real Madrid

Yazan: YNWA8 12 Nisan 2013 Cuma 0 yorum

Finansal Fair Play (FFP) Michel Platini tarafından futbol kulüplerinin mali açıdan finansal dengelerini sağlaması için başlatıldı. Uygulama 2009 yılında UEFA tarafından kabul edildi ama tam anlamıyla 2012/2013 sezonundan itibaren kulüplere baskı yapılarak uygulanmasına başlatıldı. FFP'nin amacı, kulüplerin parasal açıdan finansal disiplinlerini bozmamaları ve uzun ömürlü kulüpler olmalarını sağlamak.

Peki dünyaca ünlü kulüplerden hangileri FFP'yi dikkate alıyor?

Bayern Munich - Başarı Modeli


Alman ekonomisinin kriz tarafından vurgun yendiği süreçte Bayern Munich'in tam tersi süreçte ekonomisini dimdik ayakta tutmasının başlıca sebepleri nelerdi?

Son 20 yıldır herhangi bir finansal kaybı olmayan kulübün UEFA'nın radarına hiç takılmadığını söyleyebiliriz. Bu yüzden FFP'ye en uygun kulüp Bayern.

"Harcadığımızdan hep daha fazla üreteceğiz felsefesi ile hareket ettik" diye açıkladı bu durumu Karl-Heinz Rummenigge. Bayern, Brand Finance 2012 raporuna göre $786 milyon değer ile en değerli ikinci kulüp pozisyonundaydı.

Bayern Munich eski futbolcularının yeni futbolcuları ile harmanlandığı bir futbol krallığı gibi. Transfer pazarındaki akıllı hamleleri, sağduyulu davranmaları ve altyapılarından çıkan futbolcularına verdikleri önem başarılarındaki en önemli etkenler.

Schweinsteiger, Thomas Müller ve Holger Badstuber gibi futbolcular altyapı ürünleri ve daha fazlası da var.

Şampiyonlar Ligi'nde son üç sezonlarının ikisinde final oynayan Bayern Munich, açıkara puan farklı ile çoktan Bundesliga Şampiyonu ilan edildi. Bu sene Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Barcelona ile eşleştiler.

İstikrar aynı şekilde devam ediyor Bayern Munich için.

İspanya'nın Devleri - Barcelona ve Real Madrid


Barcelona ve Real Madrid çoğu zaman krize rağmen çok para harcayan İspanya'nın en iyi iki takımı. İspanyol devleri kendi televizyon haklarına karar verebilecek kadar büyükler. Yayın hakları ve forma sponsorluk anlaşmaları bu iki kulübe de her sene çok büyük paralar kazandırmakta.

Futbolun para ligi olarak bilinen Deloitte Football Money League, 2013 yılında yaptığı araştırmaya göre Real Madrid, €500 milyonu bir yıl içerisinde harcayabilen tek kulüp olma ünvanını kazandı. İspanyol devinin 2011/2012 sezonunda €512.6 milyon gibi ciddi bir rakam geliri olduğunu da belirtelim. Bir önceki yıla göre %7 bir artış var.

Madrid'in gelirindeki artışa rağmen, kâr oranı 2011/2012 sezonunda €31.6 milyondan €24.2 milyona düşmüş.

Bunlara rağmen Madrid, bilet fiyatları, forma satışları, düzenlediği yaz turnuvaları, taraftar kulüpleri ve dünya çapındaki bir sürü organizasyonları ile futbolculara harcadığı transfer paralarını, maaşları zarara geçmeden karşılayabiliyor. Yönetim bakımından en üst seviyede olan bir kulüp.

Bayern Munich gibi Barcelona'da, futbolculara büyük transfer paraları vermek yerine altyapılarında bulunan gençlere yönelerek büyük ölçüde finansal açıdan kazanç sağlayabiliyor.

Deloitte Football Money League'e göre Barcelona, 2011/2012 sezonunda %7'lik bir gelir artışı ile
€483 milyon kazandı
. Ezeli rakibi Madrid'in arkasında para liginde ikinci konumda Barça.

Üçüncü sırada Manchester United bulunuyor. Barça ve Madrid'e göre €150 milyon daha az kazanmışlar.

Barcelona'nın 2011/2012 sezonunda net karı €48.8 milyon olarak kayıtlara geçmiş. İki yıl önce net borçları €420 milyon olan Barcelona, bunu bu sene €335 milyona kadar indirmiş.

Barcelona'nın iki yıl içerisinde net borcundaki bu azalış FFP'yi çok memnun etti.

Gördüğünüz gibi dev gibi gözüken kulüplerin bile kârları çok yüksek değil veya borç batağına sürüklenebiliyorlar.


DEVAMI

Galatasaray 3-2 Real Madrid Tarih Türk Telekom Arena'da Tekerrür Etti

Yazan: YNWA8 10 Nisan 2013 Çarşamba 0 yorum
Tarih tekerrür etti. Yıllar önce Jardel yapmıştı aynısını Madrid'e karşı. 2-0 yenik kapatılan bir ilk yarı sonrası ikinci yarıda Galatasaray maçı 3-2 almıştı Ali Sami Yen'de. Bu sefer bir benzeri Türk Telekom Arena'da oldu. Cristiano Ronaldo'nun golü ile Real Madrid 0-1 öne geçince Galatasaray için herşey bitmişti artık.

İlk yarı bu şekilde sona erince ikinci yarı başlamadan önce Fatih Terim soyunma odasında o günleri hatırlattı herhalde oyunculara. İkinci yarı bambaşka bir Galatasaray vardı sahada.

Sneijder'in cezasahası içinde sol ayağı ile dışarı çıkardığı topa Eboue, Şampiyonlar Ligi'nin bu sene atılan en güzel gollerinden birini atarak veda etti. Querasma'dan bildiğimiz trivela vuruşu ile topu ağlara gönderdi. Kaleci sadece topa bakabildi.

Daha sonrasında 63. dakikada Sneijder kale ağzında öylesine beklerken Madrid defansının yaptığı hata sonucu topu önünde bulur bulmaz vurdu. Hemde kalecinin dibinden. Ama sol ayağı ile Eboue'ye verdiği pasdan daha kolay bir pozisyonda golü bulamadı. Daha sonrasında Sabri'nin verdiği pasda müthiş bir çalım ile kaleci ile karşı karşıya kalarak sağ ayağı ile topu ağlara gönderdi.

Hemen iki dakika sonrasında Drogba, Amrabat'ın güzel çalımı ve pasında topuğu ile ağlara gönderdiği gol ile durumu 3-1 yaparken taraftara büyük bir umut verdi.

Ama sonrasında gelen baskıda maalesef bir gol gelmeyince ve tüm hakları ile saldırırken Galatasaray, bir karşı atak sonucu Ronaldo'nun durumu uzatma dakikalarında, maçın bitmesine yakın bir zamanda durumu 3-2 yapınca herşey bitti.

Geriye kalan sadece Mourinho'nun ve Fatih Terim'in bir abi kardeş gibi birbirlerine sarılması, Mourinho'nun hemen bu sarılmanın ardından Hasan Şaş, Ümit Davala, Taffarel ve kulübedeki diğer kişilerin elini tek tek sıkıp tebrik etmesi muazzam bir görüntüydü bizler için.

Cristiano Ronaldo'nun tribünleri alkışlaması da harika bir görüntüydü. Taraftar bugün harikaydı. Desibel rekoru yine kırılmış olabilir. Ama ne önemi var ki Madrid, Galatasaray'ın avuçlarının içinden kaçmışken.

Dortmund'un uzatma dakikalarında iki gol birden bularak gerçekleştirdiği mucizeyi Galatasaray, onbeş dakika gibi bir süreye sahip iken bir gol daha bularak gerçekleştiremedi. Tabi ilk maçda Burak Yılmaz'a verilmeyen penaltı verilseydi ne olurdu onu da düşünmek lazım.

Yine de buraya kadar yapılan tüm mücadele için Galatasaray'ımıza teşekkür etmeliyiz.

Ezilmeden gelinen çeyrek final ve son anda avuçların arasından giden yarı finalin golleri.



DEVAMI

BvB Malaga ile çeyrek finalde eşleşince herkes turu çok rahat geçer düşüncesindeydi. Ama Şampiyonlar Ligi'nde son sekize kalan hiçbir takım kolay kolay pes etmez. Son düdük çalana kadar. Malaga evinde ilk maçta 0-0 berabere kalınca, Dortmund için evinde oynayacağı maçta büyük bir avantaj oluştu. Ama hesaplar pek de bu şekilde olmadı.

Maçtan önce taraftar müthiş bir pankart açtı. Öncelikle bundan bahsedelim. Borussia Dortmund taraftarı bu dünyada takımına sahip çıkan, gönülden seven birkaç takımın taraftarından biri. Açtıkları pankart ile Dortmund taraftarı 1997 yılında aldıkları tek Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu'na gönderme yapıyorlardı. "Auf den Spuren des verlorenen Henkelpotts" yazan pankart "Kaybolan Şampiyonlar Ligi Kupası'nın yolunda" anlamına geliyordu.


Maç inanılmaz bir çekişme ile başladı. Malaga golü bulduktan sonra Dortmund tarafı bayağı bir tedirgin oldu. Ama ilkyarı bitmeden gelen gol durumu 1-1 yapınca, Dortmund taraftarı ikinci yarı maçı rahat alacaklarını düşünmeye başlamışlardı muhtemelen. Ama Malaga ofsaytdan buldukları gol ile durumu 1-2 yapınca Dortmund için işler hiçde kolay olmayacaktı. Nitekim bir müdahale gerekiyordu oyuna. Defansın bel kemiği, dev futbolcu Hummels, teknik direktör tarafından uzun top oynamak için oyuna dahil edilince herşey değişti. Dortmund 90+1 ve 90+3'de bulduğu iki doldur-boşalt golü ile mucizeyi gerçekleştirdi ve turu geçti. Buldukları üçüncü golde Dortmund'un futbolcusu da ofsaytdan çıkıp geldi. Hal böyle olunca Malaga başkanı Sheikh Abdullah Al Thani Twitter üzerinden "İspanyol kulübün bu şekilde elenmesi nedeniyle, sporun ruhunu etkilemeyecek bir şekilde UEFA'ya karşı soruşturma açmayı umuyorum" şeklinde bir tweet attı.

Arkasından bir tweet daha. "Bu futbol değil... Açıkça görülüyor ki ırkçılık"

Ofsayt nedeniyle atılan bir gol nasıl ırkçılık olabiliyor bunu pek anlamış değilim. Futbolu bilmeyen kişiler sadece başarı ve para uğruna birşeyler yapmaya çalışırken rezil olabiliyor. Farkında olmadan. Malaga'nın elenmesine ben açıkça sevindim.

Dortmund bir efsanedir. İflasın eşiğinden bu noktalara gelinmiştir. Küllerinden doğmak diyoruz biz buna. Malaga gibi para babası bir başkan ile hazır kıta gelinmedi bu noktalara.

Futbol tanrıları son anda, uzatmalarda farkına varıp "mucize" diye tanımladığımız heyecan dolu güzelliği gerçekleştirdiler bu gece.



DEVAMI

Fake Salih Uçan vs Fake Cristiano Ronaldo

Yazan: YNWA8 15 Mart 2013 Cuma 0 yorum

Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final eşleşmelerinin sonuçlanmasının hemen arkasından 1992 doğumlu Okan Alkan bir tweet attı ve sildi. İşte o tweet.


 Burak Yılmaz'ı kısaca anlatmak gerekirse UEFA 19 Yaş Altı Şampiyonası'nda final oynamış (Şu anda 27 yaşında ve abin yaşında birisi senin yaşındayken final oynamış. ) 2011-2012 yılın forvet oyuncusu, Süper Lig gol kralı, Şampiyonlar Ligi grup aşamasının en iyi oyuncusu seçilmiş bir futbolcu. Galatasaray'ın grupta ve Schalke karşısındaki her iki maçta birer gol olmak üzere toplam 8 gol atmış ve Cristiano Ronaldo ile gol krallığı liderliğini paylaşan bir futbolcu. Ayrıca gruplardaki maçlarda Sneijder, Drogba da yoktu Burak bu golleri atarken. Ama Ronaldo'nun yanında Mesut Özil, Kaka, Modric, Benzema ve birçok önemli yıldız yer alıyordu. Manchester United efsanesi Eric Cantona bile kendisini onda gördüğünü, yakalarını kendisi gibi kaldırdığını ve Burak'ın özgüveninin çok iyi olduğunu söyledi.

 Peki bunu söyleme cesareti bulan Okan Alkan kim? Bir zamanlar Fenerbahçe'de forma giyen ama büyük yetenek Salih Uçan'ın Bucaspor'dan transfer edilmesi için 1.550.000 € + kendisinin bonservisi önerilmiş bir futbolcudur. Bu teklifde kabul edilmiş ve Salih Fenerbahçe'ye gelmiştir. Yani Salih Uçan vs Fake Salih Uçan diyebilir miyiz o zaman?

Futbolcu takası içerisinde ismin geçiyorsa asıl fake olan kişi sensindir Okan.

Ayrıca taraftar Twitter'da futbolcusuna küfür ve hakaret ederken insanlar kızıyorken, kendi meslektaşına, abisine saygı duymadan hakaret edebilen bir futbolcunun bulunduğu bir ortamda taraftarın yazdıklarını daha hafife almalıyız.
DEVAMI

Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi Çeyrek Final Eşleşmeleri

Yazan: YNWA8 0 yorum

Galatasaray yine maziyi hatırlattı bize kura çekimi sonrasında. Zor ama imkansız değil.

3 Nisan ve 9 Nisan Galatasaray'ın maç günleri.


Fenerbahçe Lazio ile eşleşti. Kadıköy'de bu sefer seyircisi ile buluşacak Fenerbahçe. Lazio'nun rövanş maçında cezası nedeniyle seyircisiz bir rövanş maçı oynayacak Fenerbahçe.

4 Nisan ve 11 Nisan Fenerbahçe'nin maç günleri.

Galatasaray ile sevinip ertesi gün de sevincimizi Fenerbahçe ile ikiye katlarız umarım.
DEVAMI

Çeyrek Final Galatasaray Anket Sonuçları

Yazan: YNWA8 14 Mart 2013 Perşembe 0 yorum
Galatasaray'ı hangi takımın taraftarı ne kadar çok istiyor? İşte anket sonuçları.

PSG taraftarının ilk tercihi %41 ile Malaga veya Galatasaray.


Juventus taraftarının tercihi % 43.6 ile Malaga. 2. sırada PSG, 3. sırada Galatasaray.


Barcelona taraftarı % 36 ile ezeli rakibi, düşmanı Real Madrid'i, ikinci sırada Galatasaray'ı istiyor.

 
Real Madrid taraftarı da % 34.8 ile ilk önce Galatasaray'ı, % 22.6 ile ikinci tercihi Barcelona'yı istiyor.
DEVAMI